London Never Sleeps
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Hoş geldin .
Londra senin için Perş. Ocak 01, 1970 tarihinden beri uyumuyor.
Perş. Ocak 01, 1970 tarihinden beri buralarda takılmadın.

Aramıza son katılan https://lnsrplay.yetkin-forum.com/u398, Londra'ya hoş geldin!
Sitemiz bir rol oyunu sitesi olduğundan lütfen bu amaçla, Ad Soyad şeklinde kaydolun.
Rol oyununa başlamadan önce Başlangıç Rehberi'ni mutlaka okuyun.
London Never Sleeps toplu konuşma: Chatbox.
Rol oyunu puanlaması için: Tık.

 

 "Güzel dövmeler."

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Jay Jarvinen
Yapımcı & Yönetmen
 Yapımcı & Yönetmen
Jay Jarvinen


Mesaj Sayısı : 6

"Güzel dövmeler." Empty
MesajKonu: "Güzel dövmeler."   "Güzel dövmeler." Icon_minitimePtsi Ocak 30, 2012 8:20 pm

Cervána Settje & Jay Jarvinen
The End Bar & Cafe, Bar Bölümü | 2011, Yaz.
Cervána ve Jay tanışıyor yani, öyle ahım şahım bir şey yok.

“Bir tane daha ver.”
İki saniye önce içinde votka bulunan bardağı barmene uzattı. Kulaklarının henüz alışamadığı müzik başını ağrıtmaya başlamıştı bile. Ertesi gün nasıl oyuncu seçmeye gideceğini düşünmeye başladı. Daha ilk filmi için başrol oyuncusunu belirlememişti. Önüne konan fındık votkayı hızla içerken de neden buralarda sürttüğünü düşünüyordu. Sandalyesinde arkasını döndü ve kollarıyla bardan destek alarak pistte dans eden insanları izlemeye başladı. Çoğunun bara akşam çökerken geldiği ve uzun saatlerdir içkilerini mideye indirdiği belli oluyordu. Ritmik olmayan hareketler ve dengesini bulmak için yanı başındaki insana tutunan sarhoşlar. Üstelik kim olduklarını bilmeden. Başka bir ülkeden birilerine sorulsa İngiltere zarafetin ülkesidir. Ama içinde doğup büyümüş Jay için burası pislikleri örtülmeye çalışılan zavallı bir yerdi. Yine de insanlar İngiltere’yi seviyordu. Onları cezbeden de lüks şehirleriydi, saklanan kuytu sokaklar değil.

Dalgınlığından kurtulduğunda tekrar bara döndü yüzünü. Kuru gürültü ne kadar sinir bozucu olsa da Jay de buraya aitti. Lisedeyken çoğu aptal gibi zengin bir ailesi yoktu. Kendilerine yetebilecek düzeyde olan ebeveynleri ve kız kardeşiyle oldukça mutlu bir hayat yaşıyordu. Üniversite hayatı da yükselmek istediği dünyaya giriş biletini alabilmesi için zorlu geçti. Kafasını dersten kaldırdığını hatırlamıyordu. Bu yüzden şimdi burada ve sevdiği işi yapacak kadar iyiydi. Klişe hayatının onu gülümsettiğini fark edince başını kaldırıp barmeni çağırdı. Barmen, hiçbir demesine fırsat vermeden bardağını doldurdu. Tek bir yudumla içti. Aynı şey üç kez daha tekrarlandı. Barmen doldurdu, Jay içti. Sonuncuyu içerken hızla geriye attığı başı dönmeye başlamıştı. Sert ama tatlı sıvı boğazını yakıp daha da aşağılara inerken bara tutundu. Çabuk sarhoş olmazdı Jay ama baş dönmesinden kimse kurtulamazdı. Aklı hâlâ yerindeyken bardağını doldurmak için hamle yapan adama yapmaması gerektiği belirten bir işaret verdi. Ensesinde atkuyruğu yaptığı saçlarını açıp serbest bıraktı. Sonra da kafasını bara gömüp gözlerini kapadı.

Koca bir baş ağrısıyla gözlerini açtığında sırtı ağrıyordu. Yavaşça yerinde doğruldu ve sırtını geriye doğru kanırttı. Baş ağrısının sebebinin alkol değil de uyuduğu vakitte gürültüsü iyice artan müziğin ve insanların sesleri olduğunu anladı. Bar daha da dolmuştu. Saatine baktı, bara geldiği zamanı ve uyumadan önce ne kadar vakit geçirdiğini ortalama olarak hesapladığında en fazla yarım saat uyuduğunu kanaatine vardı. Tüm bunlar yarım saatte mi olmuştu? Sanki uyurken daha kalabalık bir mekâna taşınmıştı. Barmeni çağırıp parayı bıraktı ve ceketini alıp yerinden kalkarken yan tarafta oturan kızı gördü. Barın ışıklarından görebildiği kadarıyla bakır rengindeki saçları dalgalıydı. Saçlar Jay’in ilgisini çeken ilk şey olurdu. Saçlar önemliydi. Saçlar insanı, her kim olursa olsun, güzelleştirirdi. Yüzün çerçevesi olarak görürdü onları Jay. Sonra bakışları kızın kolundaki iki dövmeye takıldı. O anda gitmekten vazgeçti. Yerine oturdu ve kızla arasında bulunan tek tabureye ceketini bıraktı. Daha dikkatli baktığında dövmelerin iki tane olmadığını fark etti. İlgisinin çoğunu yönelttiği tank dövmesini inceledi bir süre. Kusursuz işçilik. Renkli dövmeleri itici bulurdu ama bu, kıza oldukça yakışmıştı. Barmen onu görüp tekrar bir bardak doldurduğunda dikkati dağıldı. Adama döndü ve barın arkasından ona sırıttığını fark etti. Ah Tanrı aşkına. Jay barda gördüğü kızlara sarkmazdı. Yanındaki kızı da rahatsız etme niyetinde değildi; ama her ne olduysa -tüm suçu dövmelere atıyordu- onunla konuşmak istemişti. Bardağı temizleyip tüm sıvıyı midesine indirdiğinde yandaki bar taburesine geçti ve kıza bakmak yerine bardakla oynamaya başladı.
“Güzel dövmeler.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cervána Settje
Dövme Sanatçısı
 Dövme Sanatçısı
Cervána Settje


Mesaj Sayısı : 33

"Güzel dövmeler." Empty
MesajKonu: Geri: "Güzel dövmeler."   "Güzel dövmeler." Icon_minitimePtsi Ocak 30, 2012 10:13 pm

Alçak tavanlar, rutubetten küflenmiş ve boyası atmış duvarlar, her oturduğunda çatırdayan ve yayı atan eski moda hatta antika bir kanepe, kopkoyu renkli, içeri katiyen ışık sokmayan kalın perdeler... Üç sene önce evini terk ederken bu zavallı tablonun hayalini kurmuyordu. Eski, antika defterini kapatıp en gıcırından yepyeni bir hayata başlamak için millerce yol almıştı. Yine de seçimleri onu olmak istediği özgür hayatın içine fırlatmıştı. Büyük bir sırt çantası ve evin ufak kasasında eğitimi için biriktirilen birkaç deste banknot, yol arkadaşları olmuştu. İnsanı yutup yok eden metropollere ikisi de dayanamamıştı yol arkadaşlarının. Küçük, temiz kasabasında insanlardan ihaneti öğrenmemişti belki. Ama yeni hayatı kızı defalarca hüsrana uğratmıştı. Garip, yine de pişman değildi. Aynı dilden konuştuğu onlarca çehre edinmişti. Çokça iz de bırakmıştı gelip gidenler, hayatında. Kuru, soğuk ve sıkıcı izler yerine rengarenk sanat eserlerini derisinin altına kazıması da bundandı. Eski hayatı ne kadar pastel tonlarındaysa yeni hayatı neon ışıkları kadar canlıydı. Aynaya yansıyan soluk, gölgeli yüzü tam aksini iddia etse de...

İkinci el bir dükkandan bütçesine göre fahiş fiyata aldığı tozlu aynadaki yarı çıplak vücuduna göz gezdiriyordu. Fil dişi tenine, düzgün hatlarına minnettar olmalıydı. Londra'ya geldiğinden bu yana tek sermayesi vücudu olmuştu. Cervána narsist sayılırdı. Tıpkı şu an yaptığı gibi yansımasını inceler, kendi portresini yapardı. Kendisinden ilham almıştı ama kimsenin ilham kaynağı olamamıştı. Yıllardır yalnızlık sırtında bir kamburdu. Bin bir ümitle geldiği bu koca şehirde de yalnızlık tek dostuydu. Aynadaki aksıne burun kıvırıp tahta sandalye üzerindeki korseyi geçirdi beline ve son kademeye kadar sıktırdı. Ardından kendi işçiliği olan yırtık, göğüs dekoltesi kestiği Rolling Stones tişörtünü geçirdi üzerine. Mini şortunun altına diz üstü, siyah, opak çoraplar giydi. Ve Doc. Maddens botlarını geçirdı ayaklarına. İsli göz makyajı yaptı kısa sürede. Ona iş imkanı sağlayacağını düşündüğü bir fotoğrafçıyla buluşmak niyetindeydi. Hazırlığı da bu yüzdendi.

Barın kapısını aralar aralamaz gürültü dalgası kulaklarına nüfuz etti. Yüzü asıldı bu asılsız gürültüden. Daha yumuşak, zihin bulandırmayan şarkılar neden tercih edilmezdi barlarda, anlayamamıştı henüz. Loş ortamı beğenmişti yine de. Aradığı eleman henüz gelmemişti. Oflayıp bara yakın bir masaya çantasını ardından da kendini bıraktı. Yirmi dakika kadar bekledikten sonra boşuna geldiğini düşünmeye başladı. Barda bir şeyler içtikten sonra giderim, diye düşündü. Boş bir tabureye oturdu ve barmenden beşli shot istedi. Dördünü içtiğinde yanında bir kıpırdanma hissetti. Ardından da boğuk bir ses. Güzel dövmeler. Dudağının sol tarafı üste doğru kıvrıldı. "Henüz saçımı seninki kadar uzatamadım." Hatta şu anki hali en uzun haliydi. Daima kısacık kullanırdı saçını. "Neden vazgeçtin gitmekten?" Gözleri kapanmamak için meydan okuyordu yer çekimine. Bu adamdan iş çıkar mı lan, diyordu iç sesi. Fazlasıyla hoştu adam. "Ama iyi ki vazgeçtin. Ekildim."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jay Jarvinen
Yapımcı & Yönetmen
 Yapımcı & Yönetmen
Jay Jarvinen


Mesaj Sayısı : 6

"Güzel dövmeler." Empty
MesajKonu: Geri: "Güzel dövmeler."   "Güzel dövmeler." Icon_minitimeSalı Ocak 31, 2012 8:57 pm

Kızın da onu incelemiş olması dikkatinden kaçmamıştı. Bakışları tekrar bakır saçlara gittiğinde gülümsedi. Saçlarının mükemmel olduğunu söylemek istedi ama dudaklarını aralamadı. Onun yerine barmenden aynı içkiyi istedi. Daha önce bu kadar içtiğini hatırlamıyordu. Her şeyi dozunda tüketmeyi bilirdi, bu yüzden her şeyiyle bu kadar iyiydi. Fazlasında gözü olan biri olmamıştı çünkü. İnsanların, bu yüzden ona cimri dediğini duyar gibiydi; ama onunki elindekini iyi kullanmaktı. Gerektiği gibi. Oturduğu taburede rahatsız bir şekilde kıpırdandı ve votkasını yavaşça içti. Bedenini kıza doğru çevirdi sol kolunu bara dayayıp “Sizi eken her kimse aklını kaçırmış olmalı.” dedi her zamanki sakin ve sessiz gülüşüyle. Resmi konuştuğunu sonradan fark etmişti. Kızın ona ‘sen’ diye hitap etmesinin ardından bu şekilde konuşmak Jay’i uzak göstermekten başka bir işe yaramamıştı.

“Jay.” diyiverdi uzun bir sessizliğin ardından. Barın kuru gürültüsünde bile sessiz hissediyordu. Normalde her lafa bir cevabı olan, konuşmayı seven ve konuyu yürüten kişi olmayı severdi; ama şu anda -ilk defa bardaki bir kızla ilk önce o konuşmuştu- susmayı tercih etmişti. İlk defa etraftaki kameraları yöneten o değildi. Heyecanlanmış mıydı? Lise çağını çoktan geçmişti hâlbuki. İçinde bir yerlerde ona gülen şey artık kahkaha atmaya başlamıştı. Üniversiteyi bitirip ilk filmine başladığında olgunlaştığını sanmıştı. Anlaşılan yanılmıştı.

Uzun zamandır aklında sigara olmadığını fark ettiğinde gülümsedi kendi kendine. Normalde bu kadar uzun zaman o mereti içmeden duramazdı. Şimdi de aklına düşürdüğü için eli ceketine gitti. Ama kızı bırakmak istemediği için geri çekti kendini. Bir süre daha bekleyebilirdi. Öncelikle kızın ismini öğrenmeliydi. En azından cesaret edebilirdi. Hiç bu kadar çekingen olmamıştı. Belki de yanındaki kız ona dolaylı yoldan da olsa ‘kal’ diyerek Jay’i tüm bu saçmalığın içine sokmuştu. Şu saatten sonra ne olacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu ya da olmasını istemiyordu. Tanıştıktan sonra öylece kendi yollarına mı gideceklerdi? Jay sadece böyle olmasını umarak sandalyeden kalktı. Ceketini giydi ve onu izleyen kıza dönüp “Kusura bakma ama sigaraya ihtiyacım var. Gelmek ister misin?” dedi. Kızın büyük bir heyecanla gelmesini beklemiyordu ama reddedilmek de istemezdi. Üstelik barın boğucu havası ve fazla gürültüsünden kurtulmak, İngiltere’nin temiz havasını içine çekmek istiyordu. Baş ağrısını yok edecek tek şey bir sigara ve yaz gecesinin soğuğuydu. Temiz hava fikri aklına girdiğinde bar daha katlanılmaz olmuştu sanki.
-çokeğlendimyazarkendemekisterdimama...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cervána Settje
Dövme Sanatçısı
 Dövme Sanatçısı
Cervána Settje


Mesaj Sayısı : 33

"Güzel dövmeler." Empty
MesajKonu: Geri: "Güzel dövmeler."   "Güzel dövmeler." Icon_minitimePerş. Şub. 02, 2012 8:53 am

Yıllar evvel oturup geleceği hakkında düşünseydi aklına gelecek ilk manzara bu olmazdı. Orta düzey bir barda yarı çıplak, rengarenk bir ten, alkollü, yalnız, kambur bir halde..masası başında, yanında içi boş kupalarla, sayısız dosyalarla, anekdotlarla bezeli bir duvarla, yarınki davası için dosyasını hazırlamaya çalışan bir avukat olmaktan çok uzaktı. O tekdüze hayallerinin kıyısına dahi yaklaşamaz haldeydi. Ailesini dahi hayal etmeye cesareti yoktu. Eski geleneklere uygun, çatısından ufak dikenli ağaçlar çıkan müstakil evin sıcaklığını neredeyse unutmuştu. Asla olmak istemediği o canavara dönüşmüştü. Aslında o en başından yabancıydı içine doğduğu hayata. Pastoral bir tablonun içinde sürreal, fosforlu bir nesneydi. Zaten tam olarak kök salmamıştı toprağına ki kolayca çekip gidebilsin.

İçini yiyip bitiren özlemin üzerine arka fonda Take me home, country roads çalması da sınıyor musun beni lan, dedirtiyor, serzeniş ettiriyordu tanrıya. Hatta mırıldanmaya başlamıştı ki yanındaki tabureye kurulan Western filmlerinden fırlamış Kızılderili herifi hatırlayıp ... to the place, i belooong kısmını yutmak zorunda kaldı. Yine de varlığı rahatsız etmiyordu Cervána'yı. Barlarda tanıdığı ayyaşlardan şüphesiz ki farklıydı. Mesela yalnızdı, fwb olması muhtemel kızlardan biriyle gelmemişti. Hoş, bu onu aklamaya yetmiyordu. Hatta onu da geçtim, adam yanlış hiçbir şey yapmamıştı ki aklansın. Cervána -ben de- yavaştan demlenmeye başlamıştı. Zilin sesini duyan Pavlov'un köpeğiymişçesine adamın kendisini tanıtması üzerine "Cervána." diyiverdi. Ama içine konuşmuştu biraz. Bi ara illa ki sorar, diye düşündü. Son tekilayı da içtikten sonra cebinde bulduğu birkaç banknotu rulo yapıp bardağın içine tıktı. Çorabını istemsizce üste doğru çekiştirdi. Bunu yaparken neredeyse dengesini kaybediyordu. Kolunu bara yasladı ve adamı izlemeye başladı. İncelemiyordu ama. İnceleseydi gözleri adamın gözlerinde inatla durmazdı. Hayatı boyunca görse de Jay'i izlemeye doymazdı. Ama aralarına oturup kalan sükunetten sıkılmaya başlamıştı. Çantasına uzandı. Herkes kendi yoluna deme vakti gelmişti. Sonra tam da Cervána'nın iç sesinin haykırdığı "Nolor gitme desiin." tadında bir teklif geldi. Düşünmeden kabul etti Cerv. "Benim de temiz havaya ." Zar zor da bir gülümseme kondurdu yüzüne. Tabureden indi ve imitasyon deri ceketini giydi. Yaz da olsa soğuğa karşı kendini savunmasız hissettiğinden daima yanında omuzlarını kapatacak bir şey bulundururdu. Önden o çıktı. Kapı tutma muhabbetini yapmaya müsaade etmedi böylelikle. Adam sigarasını dudağına yerleştirip ucunu ateşlerken Cervána soğuk olmasa da üşüdüğünden kollarını birbirine kavuşturdu. "Entellektüel bir tipsin, Jay." Ardından benzetmeler yapacaktı ki kendini durdurdu. Adamın uzun ve simsiyah saçları rüzgarda dalgalanırken Cervána'nınkiler birbirine girmiş, yüzüne siper olmuştu. Izdırabını senin, diyordu yine o iç ses. Cebinde bir şey titredi ve irkilmesine sebep oldu. Telefonuna uzanıp kulübe arkadaşının mesajını okudu. "Artık bi evimiz yok C. Tek başınasın." Eli ayağına dolaşmıştı ve sesli küfretmişti. Jay'in bakışları da böylece karşı kaldırımdaki banklardan Cervána'nın üzerine çevrildi. Açıklama yapmak mecburiyetinde hissetti. "Sen de evsiz kalsan sen de küfrederdin." O an adamın boynuna atılıp "Nolor evine al benii." dememek için zor tutuyordu kendini. Bir yandan da "Keşke..."
beneğlendimmesela. Bi sen düzenlersin artık yiğidim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jay Jarvinen
Yapımcı & Yönetmen
 Yapımcı & Yönetmen
Jay Jarvinen


Mesaj Sayısı : 6

"Güzel dövmeler." Empty
MesajKonu: Geri: "Güzel dövmeler."   "Güzel dövmeler." Icon_minitimePaz Şub. 05, 2012 4:22 am

Ilık yaz rüzgârı yüzüne vurduğunda sersemliğini de üstünden attı. Barın kapısından biraz uzaklaştı yanındaki kızla ve bir duvarın dibine geçti. Müziğin sesini hâlâ duyabiliyordu, yine de rahatsız edici etkisi eskisi gibi değildi. Uzun zamandır uzak kaldığı sigara paketini cebinden çıkardı, ilk önce Cervána’ya uzattı ama kız istemedi. Kendisi paketteki altı sigaradan birini aldı ve titreyen eliyle dudaklarına sıkıştırdı. Çakmağı yaktığında yüzüne vuran sıcakla derin bir nefes çekti sigaradan. İlk nefes, her zaman en kötüsüydü ve aynı zamanda en güzeli. Hiç beklemeden bütün zehri bıraktı. Bir eli pantolonunun cebine gitti. Omuzlarını yukarı kaldırdı, başını hafifçe öne eğdi. Yerdeki izmaritlere baktı saçları izin verdiği müddetçe. İşte gerçek İngiltere. Sarhoşların iki adım ötede duran çöp konteynırına gitmeye üşendiği kuytu bir sokak, dışarıdan elit görünen bar, içinde kafası bir milyon insanlar. Hepsi sorunlarından kurtulmak için alkole başvuruyor. Eğlenmeye gelenler ise farkında olmadıkları sorunlarını ortaya çıkarıyor. Jay ilk gruptandı. Elindeki sigarayı dudaklarıyla tuttu, bir nefes çekerken yüzünü kapayan saçlarını kulağının arkasına aldı. Zehri içine öyle bir çekti ki, sanki onu ölümden kurtaracak bir ilacı alıyordu bünyesine. Bir süre bekledi, bekledi. Ciğerlerinin pes etmesine az bir zaman kala yavaşça bıraktı dumanı. Gözlerini kısarak açık gri dumanın havaya karışmasını izledi. Boğazından çıkan ufak bir hırıltı Jay’e ilacını fazla aldığı uyarısında bulundu.

Sigaraya başladığında on dört yaşındaydı, yaşadığı yerde oldukça erken bulaşmıştı bu merete. Takıldığı insanlar içinse geç kalmış bir çömezdi. İlk nefesi içine çektiğinde öleceğini sanmıştı. Ama gururluydu, onunla dalga geçilmesine katlanamazdı. İkinci bir nefes çekti, üçüncü, dördüncü ve son nefes. Bütün sigarayı bitirdiğinde dudakları yukarı kıvrılmıştı. Kimsenin eline bir koz vermemişti. Kimse onun zayıf olduğunu düşünemezdi. Bu gurur ve hırsı hâlâ içinde barındırdığı için mutluydu Jay. Aksi takdirde şu an bulunduğu pozisyonda, rütbede kalması mümkün değildi ya. Tüm hayatını işine adamıştı. Şimdiye kadar yalnızca işiyle ilgilenmişti. İş, iş ve daha fazla iş. İstediği yere geldiğinde bile durmayacaktı. Kendini çok iyi tanıyordu. Her zaman en iyisini isteyecekti. Olduğundan daha iyisi, yaptığından daha güzeli.

Cervána’nın küfürleriyle kendine geldi. Ne kaçırmış olduğunu merak ederek kıza çevirdi bakışlarını. Evsiz kalmanın ne demek olduğunu bilmiyordu; ama neredeyse yaşayacaktı. Babası iflas ettiğinde köpek gibi çalışmıştı kusursuz ailesini, evini ve geleceğini kurtarmak için. İçinde bulunduğu bütün pislikleri görmezden gelmişti, yok saymıştı. Bu geçmişini her fırsatta dile getirmekten hoşlanmazdı. Aslında hiçbir zaman, hiç kimseye söylemedi. Gerek duymadı. Ya da gururu izin vermedi. Ne zaman bittiğini fark etmediği sigarasını metal bilekliğine bastırarak söndürüp karşısındaki konteynıra attı. Bu sefer iki eli de ceplerinde, hızla Cervána’ya yaklaştı. “Beni yanlış anlamanı istemem.” Duraksadı. Tereddütlüydü ama bunu kıza belli etmek istemiyordu. Yanlış anlaşılmak istemezdi, hele ki Cervána tarafından. Kızla tanışalı henüz bir saat bile olmamışken kızın, Jay’e ve teklifine güvenmesini beklemiyordu ama söyleyiverdi. “Benimle gel.” Bakışlarını kızın üzerinden ayırmadı. Tepkisini merak ediyordu. Bir yandan da teklifinin doğuracağı sonuçları düşünüyordu. Çok sevdiği stüdyo dairesini bir kızla paylaşabilir miydi? Bu kız Cervána ise evet. Eğlenceli biri olduğu kesindi. Güzeldi, yetenekliydi. Jay’in aklı dövmelerine gitti. Zevkliydi.

“Şanslısın ki iki kanepem var.” Yatağı yoktu, evet. Yumuşacık kanepesine yayılıp göğsüne yerleştirdiği kocaman cips kâsesiyle televizyon izleyerek uyumayı severdi. Kanepenin kenarında duran koca bir şişe ucuz şarap ya da birasından büyük yudumlar alırken kokunun esiri olmayı, biradaki köpüğün baş döndürücü etkisini hissetmeyi severdi. Klişe olmanın bazen en mükemmel şey olduğunu düşünür Jay. Kusursuz olmak için kıçlarını yırtan insanları -yine kanepesinde- izleyerek sarhoş kahkahalar attığı zamanlar olmuştu. Aklına geldiğinde bile gülümsemesine engel olamıyordu, şu anda olduğu gibi. Cervána’ya gülümsediğini yeni fark etmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cervána Settje
Dövme Sanatçısı
 Dövme Sanatçısı
Cervána Settje


Mesaj Sayısı : 33

"Güzel dövmeler." Empty
MesajKonu: Geri: "Güzel dövmeler."   "Güzel dövmeler." Icon_minitimeC.tesi Şub. 18, 2012 9:10 pm

Bir şeylere, bir yerlere, birilerine bağlanmak; tutunmak istedikçe tam aksine kopuyordu onlardan. Bazen kendi isteğiyle, çoğu zaman kendinden bağımsız güçler tarafından... Londra'ya tutunmak ve bir yerlere ait olmak isteği de son durumla birlikte sönüp gitmişti. Boğazına bir şey takılmıştı sanki ve yutkunamıyordu. Ağlayacak duruma gelmişti. Bedeni bir anda ağırlaşmış gibiydi. Çelimsiz bacakları neredeyse iflas edecekti. Bu sebepten sırtını duvara dayadı. Burnuna gelen duman kokusu ona yalnız olmadığını hatırlattı. Jay, heykel gibi yükseliyordu önünde. Tanımadığı bir insan karşısında zayıf görünmek istemezdi ama durumu vahimdi. Jay'e bakıyordu göz ucuyla. Genç adam bir şeyler düşünüyordu. Cervána insanların kendisi hakkında olumsuz düşüncelere sahip olmasını istemezdi. Bu yüzden çoğu zaman yumuşakbaşlı ve hoşgörülü yaklaşırdı insanlara. Jay muhtemelen kendine güvenen ve güçlü bir karaktere sahipti. Cerv daha fazla güçsüz gözükmek istemiyordu. Sırtını duvardan ayırdı ve derin bir soluk aldı. Zaten Jay'den bir beklentisi de olmamalıydı. Yüzünü düzeltmeye çalıştı. Buradan ayrılıp ucuz bir pansiyon bulacak ve geceyi atlatacaktı. Sonra vakit kaybetmeden düzenli bir iş bulacaktı. Hatta arkadaşının yanında dövme yapmaya başlamıştı da. Kağıt üzerindeki çizimlerini deri üzerine de aktarabilirdi, kim bilir. Evet, onu yaşatacak yeni itici kuvvetini bulmuştu. Jay de sigarasını bitirdiğine göre ayrılabilirlerdi. Benimle gel. İç sesi "Da Fuk ?!" dedi sessizce. Ama itiraz da etmedi Cervána. On-yirmi dakikalık yürüyüş mesafesi kat ettikten sonra bir apartmana girdiler, sonra da Jay'in evine.

Koltuğun ucuna oturup başını kollarının altına aldı. Sadece tek gece, diye teselli ediyordu kendini. Kafasını kaldırıp kendisine bakmakta olan Jay'e baktı. " Jay, cennetlik adamsın. En azından bu geceyi atlatacağım sayende. " Sevimli sevimli gülümsedi, Jay gibi. Ardından ceketini çıkardı ve koltuğun ucuna attı. " Yabancının birini evine aldın. Sana kendimi tanıtmalıyım. İki sene olmuştur, ben Londra'ya geleli. Ama burada ne yaptığımı bilmiyorum. Orada, kuzeydeki evimde ne yaptığımı da bilmiyordum. Tek bir sırt çantası. Şimdi buradayım işte. Ve tek yapabildiğim bunlar -elini göğüslerinin üstündeki dövmelere götürdü-. " Kafasını mindere koyup ayaklarını koltuğa uzattı. Gözleri kapanmak üzereydi. Jay de sızmak üzereydi. Botlarını çıkardı. " Devamını yarın getiririm. İyi geceler." Ceketini bacaklarına örttü ve geri yattı. " Birlikte uyuyacağım ilk erkeksin. Gereksiz bir ayrıntı." dedikten sonra arkasını dönüp cenin pozisyonu aldı. Jay'in her anlamda ilki olmasını istediğini fark etti.

RP Sonu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
"Güzel dövmeler."
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
London Never Sleeps :: c i t y . o f . w e s t m i n s t e r :: Soho :: The End Bar & Cafe-
Buraya geçin: