Aşağıdakine Bir Soru Sor

Öyle herhangi bir soru, mesela, sevgilin var mı? k5

Hayali olanlar sayılıyor mu? :p Tamam, hayır yok.

EDİT: Soru sormayı unutacak gibi gerzekçe işler meh.

En sevdiğin Disney karakteri?

Çocuklarını ayırır mısın? Hayır. Hepsi diyeceğim çok ciddiyum. Eskilerin hepsi.

Aynı soru?

Disney sevmediğim için, kim kim hatırlamıyorums. *-*

Yalnız yaşamak mı daha cazip geliyor yoksa sevgilinle yaşamak mı?

Yalnız yaşamak.
Dövmen var mı? Eğer yoksa, yaptırmak istiyor musun?

Bu yaz sanırım.
The Police sever misin?

Sevmeyen insanlar var mı? Olmasın.
En sevdiğin yemek?

Sulu olarak, bezelye.
Fast food olarak, pizza.
Normal olarak, her cins makarna.

Sosyoloji konuları içeren kitapları okuması biraz sıkıcı oluyor değil mi?

İnsan bilimleri beni mahvetti.

En sevdiğin kitap sözü?

"Demek ki, suçlu olan insanların kendileri; onlara cennet verildiği halde, özgürlük istemişler, mutsuz olacaklarını bildikleri halde gökten ateş çalmışlar."
En sevdiğim değil de sevdiklerimden biri.

En sevdiğin şarkı sözü?

Time goes slowly now in my life, fear no more of what I'm not sure.

Enem sormayı unutmuşsun *-*
Şey bir sürü var.
Enjoy, Destroy. Your fuckin' world is our new toy.

Siteye bir kitap önerecek olsan, bu ne olurdu?

Ursula Poznanski - Erebos
Kendinle özdeşleştirdiğin bir karakter?

Raistlin Majere.

Aynı soru?

Glee'den gelsin bu sefer. Nedense kendimi hep Finn'le özdeştiririm...
En son izlediğin film?

Donnie Darko. Ay, ıskalamışım: The Vow.
Sigara kullanıyor musun?

İki yıl önce ve yılbaşından iki gün önce bıraktım.

Hatırladığın en komik anı?

Yok ki öyle bi şey.
Sence sigarayla ciddi anlamda derdi olan ben mi varım? Zerre hoşlanmam da.

Yok tanıdığım çok kişi var, bıraktığımdan beri de Yeşilaycı kesildim. İçmeyin, zıkkım, kaka, pis.

Sigara içen kadın/erkek karizmatik midir?

Bazen:

En beğendiğin ünlü?

Çok kazık soru.
Ewan McGregor eneneenenenenenenen başlarda geliyor diyerek daha fazlasını şeyapmiyciğim.
Marianne Faithfull sever/bilir misin?
Bilmezsen opsiyonlu soru: Altmışlar elliler şarkılarını ne kadar seversin? Dinlersen birkaç örnek verir misin?

60'lar dedin şimdi Bang Bang derim ama sırf Dolan yüzünden o, neyse. Mesela bir Piaf var o yıllardan, Piaf yani sonuç olarak. Big Brother and Holding Company (kesin the var orada) 60'lar oluyor mu? 80'lere gelelim.

Mesela en sevdiğin replik ne mesela? Yani, filmden canım.

Çok vardır da aklıma ilk gelen:

Rick: "Hey, hey, what's wrong kid?"
Ilsa: I love you so much. And I hate this war so much. Oh, it's a crazy world, anything can happen. If you shouldn't get away... I mean if... If something should keep us apart... Wherever they put you and wherever I'll be I'd wanted to know that I... Kiss me. Kiss me as if it were the last time."

ve;

Ilsa: "Play it once, Sam. Play it for old times' sake."
Sam: "I don't know what you mean, Miss Ilsa."
Ilsa: "Play it, Sam. Play as time goes by."

Casablanca'dan. Çok hopeless romantic'liğim tuttu.

Aynı soru olsun.

Ufff çok var. Film dedik de kategoriler azaldı en azından.

Snatch'teki I wanna buy a caravan for my mother, var mesela ama o tamamen aksandan ötürü.

V for Vendetta'dan çok var.

V: I can assure you I mean you no harm.
Evey Hammond: Who are you?
V: Who? Who is but the form following the function of what and what I am is a man in a mask.
Evey Hammond: Well I can see that.
V: Of course you can. I'm not questioning your powers of observation; I'm merely remarking upon the paradox of asking a masked man who he is.

Evey Hammond: Are you, like, a crazy person?
V: I am quite sure they will say so. But to whom, might I ask, am I speaking with?
Evey Hammond: I'm Evey.
V: Evey? E-V. Of course you are.
Evey Hammond: What does that mean?
V: It means that I, like God, do not play with dice and I don't believe in coincidences.

Bir de Dorian Gray var. Güçlü bir kitap, çok sembolik, çok şahane (Oscar Wilde'a öpücükler)
Kitap biliyorum ama sözler filmden;

Emily Wotton: Hmm... I hope you're not also a dreary old cynic?
Dorian Gray: What is there to believe in?
Emily Wotton: Our developments.
Dorian Gray: All I see is decay.
Emily Wotton: For the religion.
Dorian Gray: Fashionable substitute for believe.
Emily Wotton: Art.
Dorian Gray: Formality.
Emily Wotton: Love.
Dorian Gray: An Illusion.
Lord Henry Wotton: Bravo!

Evet burası çok hoştur ehi.

----

En sevdiğin kitap karakterinin en sevdiğin sözü?

Jander Sunstar - Sislerin Vampiri - Ravenloft Sersi

"kana duyulan ihtiyaç başka hiçbir susuzluğa benzemez. çölde kaybolmuş, dili damağına yapışmış, ağzındaki kavrulmuşluğu, pamuksu tadı giderebilmek için en küçük nem damlasına bile hasret duyan bir adam düşün, bu benim susuzluğumun yanında hiç bir şeydir. hücresindeki bir mahkum, günlerce yemek verilmemiş; midesini oyulduğunu hissediyor ve hücresini paylaştığı farelere, üzerinde yattığı pislik içindeki şilteye hatta kendi etine yemek gözüyle bakıyor, benim susuzluğumu anlayamaz.

ve her gece işte böyle uyanırız. mezarlarımızdan, tabutlarımızdan, mağralarımızdan ve yaşayanlar arasındaki diğer saklanma yerlerimizden çıkarız. çünkü ölüyüz, fakat yaşıyoruz. gölgelerin içinden fırlayarak ya da tedbirsiz bir gezgini kandırarak, tüm eşyalarından daha değerli bir şeyi çalarız. onu tutarız, bir yabancıyı ve onunla sevgililerinin paylaştığından bile daha özel bir şey yaparız. onun kanın alır ve bununla yaşarız. bu harika bir duygudur. kan yaşamdır ve onu almak kadar güzel hiç bir şey olmaz, dolmakta olan boş bir vazoymuş gibi. bu sahte bir kendinden geçiştir, bunu biliriz, bunu biliriz, ve yinede devam ederiz.

sonra o an biter ve kollarımdaki hareketsiz bedene bakarım. ona tecavüz etmişimdir ve kendimden utanırım.

onun için ise dişler ateş ve buzdur, delici ve emici. kanın damarlarından sanki kalbinin ta kendisi sökülüyormuş gibi çekilip alındığını hisseder. çaresizdir, tamamen, mutlak olarak çaresiz. ana karnından yeni çıkımış biri bebekten bile daha çaresiz. ama cehennemi bir denge vardır. biz de çaresiziz. ölümlülere ihtiyacımız var. onuların kokusunu, kanlarını kokusunu, yeni doğmuş bebeğin annesinin sütlü kokusunu aldığı gibi alırız. dalgaların sahile çekildiği gibi onlara çekiliriz ve direnmemiz mümkün değildir. bizim kadar lanetlenmiş başka kimse yoktur.

nefes alırken kötü kalpli biri değildim. adalet ve iyilik için dövüşen bir savaşçıydım. tüm adamlar ya dostum ya da onurlu düşmanlarımdı. kadınlar saygı duyulan yaratıklardı. dünyanın dokunduğum yerde biraz daha iyi olduğunu söylersem övünmüş olmam.

şimdi ise hayal bile edemeyeceğiniz şeylerden acı çekiyorum. atlar emirlerim olmadan beni taşımıyorlar. ormanın hayvanları kokumu aldığında korkuyla kaçışıyorlar. artık dünyamda güzellik kalmadı. karanlık ve yıkım içinde yaşıyorum ve bir hastalık gibi bunu her yere yayıyorum. toprağın kendisi benden nefret ediyor, küçük bir dokunuşumdan bile tiksiniyor."

Soru sormayı unutmuşum

Vampirlere karşı görüşlerin neler? *-*