eldeedemeklerimizdenmisiniz?

İşte böyle ingiliz/fransız bir karakterimiz var. Babası yazar bu veletin, annesi de doğa fotoğrafçışı falan fişmekan. Acık aile ilgisinden uzak, zaten annesi ve babası bir kaç önce boşandı. Eee bu nedenle döndü Mahieu. Dışa dönük bir tip aslında. Eğlenmeyi bilen, sevecen. Canayakın, zeki ve sosyal kelimeleri onu tanımlamaya yetebilir. Bunların yanı sıra gelenklerine bağlı biridir. Eski ve antika olmuş şeyleri çok sever. Hayvanlara ayrı bir sevgisi vardır. Kız kardeşini kaybetmekten çok korkar. Mahieu, baskı uygulandığında tamamen farklı bir kişilik olabilir. Saldırgınlaşmasıyla birlikte çabucak sinirlenir. Zeki biridir, eee nasıl girdi bu Yale Hukuk bölümüne. Neyse, yeni arkadaşlar edinmeyi sever, içmeyi sevdiği gibi. Bi gün orda, bi gün burda, hergün şuralarda olan bir tiptir. Gezmek hobileri arasındadır. İlişkilerinin bazısı sadece hoşlanma, azı da aşktır. Yozlaşmış İngilterede ne kadar düzgün aşk bulunabilirse artık. Arada erkeklerle de olabilir. Hava atmayı sevebilir bazen. Sağı solu belli değildir ve dağınıktır fakat arkasını toplayanlar oldukça pekte uğraşmaz açıkcası. Öyle her şeyi takan bir tip değildir. Bar adreslerinin hepsini bilir, tabii kafelerinde. Yürümekten pek hoşlanmasa da kafa boşaltmak için yapar...

Şimcik aradıklarıma gelirsek;
Öncelikle bir aile, belki bir partner ve tabii amerikada tanıştıkları da olabilir. Sonrasında hangi kurguyla gelirseniz gelin veya kurgusuz gelin bi tür bişi oluruz.

Ophelia Schwenka: kendisiyle mazileri var, iş karıştırmışları var, öyle unutulmaz o. Amerikaya giderken arkada bıraktığı bir kişi daha. Artık yeniden birleşme vakti. Hem kız kardeşiyle aynı okulda bu.
Marion Antoinette: kız kardeşi! Ensest ilişkileri var. Amerikaya gittiğinde onu çok özlemişti. Artık her şey eskisi gibi olabilir, normalleşebilirler. Çünkü Mahieu artık döndü.
Daisy Rosenberg: onunla çıkıyorlar ama nasıl bir çıkma valla Mahieu bile anlamıyor. Böyle bi çıkar, bi gereklilik. Lazım hissiyyatı sanki, tabii hoşlanma var.
Chanelle Fitzgerald: biraz saf ama hoş. Mahieu her ne kadar umutusuz olsada Chanelle sürekli umutlu ve neşeli. Mahieu gibi dağılmış bir tipi topluma kazandırmaya çalışıyor.
Joseph D. Bailey: ona şehri gezdiriyor. O da anne ve baba tarafından sorunlu. Eh sonuçta biraz aşınalık var gibi, yani benzerlik. Fakat Joseph biraz mesafeli gibi.
Seoirse Rowan: bar arkadaşı kendisi. Kız kardeşiyle aynı okulda fakat Mahieu bunu pek takmıyor. Sonuçta umursamaz bir kişilik. Her buluştuklarında içip eğlenirler.
Jenna Loe: psikolojik yardım alır ondan. Eee sonuçta psikolog bayan. Her derdini, sorununu açar ona. Yakın bir ilişkileri var gibi. Bakalım hayat ne gösterecek onlara.

NİCHOLAS VARSA BEN DE VARIM diye geldim ama kurgu bulamadım. Aralarında da bayaa yaş farkı oluyor heralde. Bilemedim ki şimdi nasıl bir kurgu olsun.

bunlar, mahieu lise sondayken iş pişirsinler sonra mahieu zaten amerikaya kaçar, şimcik yeniden karşılacakalar. Hatta sen kardeşiyle aynı lisedesin. Birazda kurgum değişti fakat bunu kullanırız herhalde.

Tamamdır, her türlü uygun bana, ehehe. -ophelia olarak söyledim varsayalım-

chanelle'de çıkabilir bir şeyler, kendisini biraz tanıyabilsem.

Chanelle inanılmaz neşeli, eğlenceli, sürekli gülen bir kız. Umutsuz vakaları topluma kazandırmaya çalışır, sürekli eğlenmek ister. Biraz saf bir kız ama çaktırmamaya çalışır vesaire

tamam. sen beni topluma kazandırıver bari.

Haha, tamamdır

Selam hadi bar arkadaşı olalım. Olalım mı?

olur.

Zor zamanlar geçirdiğin bir dönemde Jenna'dan Psikolojik yardım aldın. Sonrasında güzelce arkadaşlıklarına devam ettiler. Jenna, çoğu erkeğe olduğu gibi senden içten içe hoşlanıyor.

hoş, güzel. Sonralarında kaçamak yapar falan bunlar.

Yaparlar yaparlar. Az değil bu Jenna.

Arkadaş olsunlar. Hani bazen içip eğlendiği, bazen sadece birlikte zaman geçirdiği. Berenice de eski şeyler sever mesela, gezmeyi falan. Dur hatta,

Berenice Ashworth demiş ki:

Berenice 23 yaşında bir kızcağız, öyle ortalıkta takılan bi insan, işi gücü yok. Tamam belki var, fotoğraf falan çekmeyi sever. Normal biri aslında, eğlenceyi sever, hayata anlam yüklemeye çalışmak gibi saçma işlerle uğraşır, yer, içer, uyur. Genel olarak biraz sakin ve düşünceli bi insana benziyor olabilir, içince de biraz şımarıyor. Ama pek fazla aksiyonu yok. Bir de biraz göçebe biri, bir ülkede 6 aydan fazla kalmaz genelde. 6 ay yeni insanlar tanımak ve o insanları kaybetmek için yeterli bir süre.

demişim bi yerlerde. Falan filan.

Louis barlardan çıkmayan bir tip olduğu için, bir barda tanışıp biraz yaramazlık yapmış olabilirler belki hani?
Onun için olan duygularını bilemiyorum tabi.^^