| A Newyorker in England | |
|
+14Freja Hendriksen William Moore Chanelle Fitzgerald Viktoriya van Rijn Marion Antoinette Daisy Rosenberg Josié Cynnton Emanuela Marlot Seoirse Rowan Ravel Slott Apollonia Chamberlain Clementine Crandal Josefine Abrahams Alex Mclain 18 posters |
|
Yazar | Mesaj |
---|
Alex Mclain Oxford I. Sınıf | Resim
Mesaj Sayısı : 573 Nerden : NY
| Konu: Geri: A Newyorker in England Salı Ocak 31, 2012 10:42 pm | |
| - Emanuela Marlot demiş ki:
- Ben geldim *-* Şimdi diyorum ki madem ikisi de çok kuul tipler Alex İngiltere'ye ilk geldiğinde 'sen-yakışıklısın-ben-güzel-ve-bu-konuda-hemfikiriz-hadi-sevişelim' tarzı bir one-night stand'leri olmuş olabülü. Yok olmaz dersen ben hemen şu kişilik özelliği şeysini yapıştırayım sen söyle nasıl bir şey olsun.
- Alıntı :
- Kişilik: Ema hayatın ciddiye alınmayacak kadar saçma, ilişkilerin ise enerji harcamaya değmeyecek kadar yorucu olduğunu düşünüyor. Kendisi kabul etmek istemese bir alkolikle yaşamanın doğal sonucu olan hayatını yeterince kontrol edememesinin getirdiği bir kontrol manyaklığı var. Bu yüzden pek öyle görünmese de derslerine oldukça asılıyor. Yıllardır en büyük hayali Oxford'a kapağı atmak. Oxford onun için özgürlüğü ve kurtuluşu ifade ediyor. Popüler kültürün birçok parçasıyla dalga geçiyor. Çalışma hayatına genç yaşta atılması, açlık ve parasızlık gibi durumlara aşina olması onu birçok yaşıtından olgun yapıyor tabii ki. Arkadaşlıklara ve aşklara gidici gözüyle bakmaya meyilli. Güven içinde bir insan ilişkisi kurması neredeyse imkansız.
Haha ilk seçenek olabilir. İkisini kombine edip bir şey de çıkarabiliriz, seviştik-mi-hadi-adios tansa seviştik-güzeldi-dışarı-çıkıyorum-patates-kızartması-ister-misin olabilir *ne uzun oldu tanım cümlem* Olur mu ki? - Josié Cynnton demiş ki:
- Ama biz de bulalım yani üç karakterim var seç beğen al ona göre karar verelim *-*
Senin bütün karakterlerine sarılıp bırakmayacağım *-* Natalie-Liv kombinasyonu yaptın bunu benden başka yapan var mıydı bilmiyorum. Bir şeyler yapalım hatta BİR ŞEYLER YAPMALIYIZ *-* - Seoirse Rowan demiş ki:
- Alex Mclain demiş ki:
- Enee bulalım evet! Imm nasıl bir şey olabilir Seoirse nasıl bir tip hatınım? u.u
Çello çalmaya başlayınca, kendini unutur. Dünyada sadece o varmış sanar. Kemanı elinden bırakınca, gerçek dünya ile baş başa kalır. Serbest bir kızdır. Bir çok tiyatroda ve şehir korolarında görev almıştır. Gezmeyi çok sever. İnsanlarla çabuk kaynaşamadığı için dışarıdan soğuk biri gibi görünür. İnsanlar ona deli gözüyle bakmalarına rağmen, Seoirse bunun doğru olduğunu bilir. En son söylenecek şeyleri en önce söyler. Patavatsızdır. Ön sezileri çok kuvvetlidir. Yakın arkadaşlarına yapmak istedikleri şeyin aksini söyler ve sonunda yine haklı çıkar. Bu huyunu daima onların kafasına kakar. Etrafında olup bitenleri pek umursamaz, kendi hayatına bakar. Bir şeyin ardı ardına tekrar edilmesinden nefret eder. Söyleyen kişiyi paralayabilir. Çok çabuk sinirlenir ve siniri kolay kolay geçmez. Fazla sıkılmaktan hoşlanmaz. Üzerinde baskı kurmaya çalışan insanlara dersini verir. Kendinden yaşça büyüklere bile ağzına geleni söyler. Laflarını sakınmaz. Özgür ruhlu bir tiptir Seoirse. Her akşam orda burda gezer. Düşüncelerine karşı çıkılmasını sevmez. Herkesle her konuda tartışmaya girer. Nadir de olsa yenik çıktığı görülür. Sigara içmez ama alkol tüketimi fazladır. Kendi doğrularının dışında doğruları kabul etmiyor. Dar ve kapalı alanlardan korkuyor -boğuluyormuş gibi hissediyor- ve her türlü börtü böcekten tiksiniyor. Minik bir örümcekten bile tüyleri diken diken olabiliyor mesela. Bir şeyi yerli yerinde bulmazsa, kıyameti koparabiliyor. Bazı salak salak davranışları da yok değil. Aşırı derecede sinirlenince ağlar, ağlamaya başlayınca susmaz, neden ağlıyorsun diye sorulduğunda size binbir neden sayar.
Böyle bir şeyler var işte *-* Şeye ne dersin barın birinde tanışırlar. Alex'in yolu yatağa gidiyor tabi -deyyus piç uyuz şey- evine giderler mesela Alex çelloyu görür çalmasını ister Seoirse çalar Alex çok duygulanır sevişmeyi falan kenara atıp resmini çizmeye karar verir -sevdiği şeyleri çizmeyi seviyor- sabaha kadar resmini çizer Seoirse de çalar, kendini kaybediyormuş zaten. Böyle olmasa bile bir kere çelloya yaklaştırabilirsek Seoirse'yi Alex onu çalarken duyarsa yüzde yüz "çizerim bunu ben" moduna bağlar. Arkadaş olabilirler böylece. | |
|
| |
Seoirse Rowan Westminster IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 100 Nerden : Hayallerinin peşinden.
| Konu: Geri: A Newyorker in England Salı Ocak 31, 2012 10:50 pm | |
| Süpermiş bu. Bana uyar. Seoirse zaten meraklı çelloya ve yatak olayına dfghj =D | |
|
| |
Emanuela Marlot London Central IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 113 Nerden : London
| Konu: Geri: A Newyorker in England Salı Ocak 31, 2012 10:57 pm | |
| Evet evet. Patates kızartması güzel. Hatta RP yapalım. Çok hevesliyim ve açım RP'ye. | |
|
| |
Josié Cynnton Oyuncu & Mimar
Mesaj Sayısı : 82 Nerden : Fransa
| Konu: Geri: A Newyorker in England Salı Ocak 31, 2012 11:03 pm | |
| özel mesaj attım efenim, anlaşırık ehe. | |
|
| |
Alex Mclain Oxford I. Sınıf | Resim
Mesaj Sayısı : 573 Nerden : NY
| Konu: Geri: A Newyorker in England Salı Ocak 31, 2012 11:55 pm | |
| Seneem hallettik o zaman. Olley olley. - Emanuela Marlot demiş ki:
- Evet evet. Patates kızartması güzel. Hatta RP yapalım. Çok hevesliyim ve açım RP'ye.
Oluur bu da oluur. Yapalım! Sen başlayıp bana link atabilirsin, damlarım ^^ | |
|
| |
Daisy Rosenberg Londra Vatandaşı
Mesaj Sayısı : 30
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 6:17 am | |
| HEYOOOO GENÇ! Evie var bi, biliyosun. (Evelyn C. Zamora) Sonra bi Adam (Brent) var, onunla bişiler olsun böyle Clem'den ötürü. Sonrağ yeni bi üniversiteli bişi açıcam ne olsun bilemiyorum onu açınca sana da söylicem. Öeeağ, düşün düşün. Bo kadar sanırım evet ya, öptüm bi de bol bol, ay nasıl severiz ALEX'İ YERİZ YAAA. | |
|
| |
Marion Antoinette Westminster IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 56 Nerden : ingiltere.
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 8:22 am | |
| STOP! BEN BARNES. tamam sakin olun. şimdi bende kurgu istiyorum. - Marion Antoinette demiş ki:
Son derece duygusal yapısı olan bir kızdır. Bu yüzden başı birçok kez derde girmiştir. Masum ve saf görünür ancak kıvrak bir zekaya sahiptir ve şeytana pabucunu ter giydirir cinstendir. İntikam meraklısı ve entrikacı değildir. Sabırlı biridir. Hırslıdır. İstediğine ulaşmak ister ve bir o kadar da sakardır. Eline ayağına hakim olamaz. Güler yüzlüdür. Dost canlısıdır. Konuşkan değildir ve çok konuşanlardan hiç haz etmez. Kafasını kraliçe olmak ile de bozmamıştır. Gururludur. Aşk konusunda biraz beceriksizdir ama bu hiç aşk yaşamadığını aklınıza getirmesin. Sıcak kanlıdır. Etrafında ki insanlarla hemen kaynaşacak cinstendir. İç karşılıklara sahip bir kızdır. Klostrofobi hastasıdır bir de. Kapalı alanlarda duramaz, panik atak geçirir. İnsanlara hemen güvenmez uzun zaman geçmesi gerekir güvenmesi için. Marion'da güvenilir biridir hani. Sırlarınızı bir ömür boyu saklar. Etrafındakiler ile ilişkisine dikkat eder. Kimle dost olacağına, kimle düşman olacağına anlam verir falan... Hazır cevaptır. Düşünmeden aklından geçeni söyler hemen. Açık sözlüdür bir o kadar da. Ama yüzünüze sizi ağlatacak kadar derin şeyler söylemez. Empati kurar. Samimidir. Gerçek bir romantik aynı zamanda. Aşka değer verir. Her önüne gelenin altına yatmaz, sevdiği kişi ile beraber olur. En sevdiği renk siyahtır. Normal olan şeylerden hoşlanmaz. Bir erkek ona kırmızı gül getirince pek hoşuna gitmez. Aşırı klasik gelir ona. Ama siyah bir gül mesela. Bayılır. Kedilere hayrandır. Evde Bellatrix adında bir kedisi vardır. Kitap okumaktan hoşlanır. Daha çok Edgar Allan Poe okur. Şiirlerden hoşlanmaz. Arada sırada yazılar yazar falan... Onları gizli bir defterinde tutuyor. Vosvos'lara hayrandır mesela. Arabalardan pek hoşlanmasa da Vosvos'lar onun vazgeçilmezidir. Bu yüzden kırmızı renkte çok güzel bir Vosvos'u var. Doğayı sever, kollar hani. Hayatı günü gününe yaşar. Sigaranın zararlı olduğunu bilse de pek umursamaz her zaman dudaklarında bir sigara görebilirsiniz. Yok yok o kadar bağımlı da sayılmaz aslında. Drama Kraliçesi olarak da bilinen bir hatun. Ama böyle her şeyi abartmaz. Azcık hani. İsim yapışmış sadece Marion'a.
Fransız, İngiliz melezi. Annesi Marie Antoinette. İngiliz. Doğa fotoğrafçısıydı bir zamanlar. Babası var bir de. Fransız o. O da yazar. Hatta en ünlü kitabı Paris Geceleri - Paris La Nuit - çok satanlara girdi falan. Birkaç ay önce annesi ve babası boşandı. Görülen sebebi geçimsizlik, asıl sebebi annesinin babasını kendisinden küçük bir adam ile aldatması. Annesi şimdi Venedik'te yaşıyor. Görüşüyorlar ama artık ilişkileri o kadar iyi değil. Babası ile Londra'da yaşıyor Marion. Bir de abisi var. O da Londra'da ama ailesi ile kopuk biri. Bir tek Marion ile görüşüyor. Marion'dan beklenmeyecek bir şekilde birkaç yıl önce abisi ile ensest ilişki yaşadı. Hala yaşıyor aslında. Aralarında garip bir bağ var. Kimse bilmiyor.
Kızıl saçları var doğuştan, küçüklüğünden beri sempatik ve güzel biri olmuştur. Koyu yeşil gözleri var. 1.70 boyunda, 57 kilo. Vejetaryen. Westminster Lisesi IV. Sınıf öğrencisi ve RADA'da okumak istiyor. Sanat Tarihi okuyacak. Belki kararı değişir ama kararlarını değiştirmek hoşlanmaz Marion. Karakter bu yani fazla bir şey yok. Sokakta resimde çiziyormuş bu Alex belki orada tanışmış olabilirler. Marion'da sanat ruhu var yani. Sanatçı kızdır. pehh. neyse. Kurgu çıkar çıkması lazım. | |
|
| |
Viktoriya van Rijn Westminster III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 63 Nerden : Hollanda
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 12:34 pm | |
| Damdan düşer gibi kurgu istiyorum şuan. Alex, ressam ve müzisyen. Dolayısıyla bence Vika'nın platonik aşkı olabilir. *.* | |
|
| |
Alex Mclain Oxford I. Sınıf | Resim
Mesaj Sayısı : 573 Nerden : NY
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 4:40 pm | |
| - Daisy Rosenberg demiş ki:
- HEYOOOO GENÇ!
Evie var bi, biliyosun. (Evelyn C. Zamora) Sonra bi Adam (Brent) var, onunla bişiler olsun böyle Clem'den ötürü. Sonrağ yeni bi üniversiteli bişi açıcam ne olsun bilemiyorum onu açınca sana da söylicem. Öeeağ, düşün düşün. Bo kadar sanırım evet ya, öptüm bi de bol bol, ay nasıl severiz ALEX'İ YERİZ YAAA. ELİS! EVIE İLE RP İSTİYORUM! Evde geçsin, Alex leopar desenli sütyenini kafasına takarak gezsin, makyaj malzemelerine bulaşsın. Yapmalıyız bunu. O üniversiteliyi aç sonra gene gel kurgukurgukurgu diye takılıyorum. Adam şey mi Alex çakması ingiliz (asdfghjk Alex çakması deyince kıskançlıktan laf atıyor gibi oldum kii) Onu sevmez herhalde. Kılemin sevdiği insanları sevemiyor. - Marion Antoinette demiş ki:
- STOP! BEN BARNES. tamam sakin olun. şimdi bende kurgu istiyorum.
- Marion Antoinette demiş ki:
Son derece duygusal yapısı olan bir kızdır. Bu yüzden başı birçok kez derde girmiştir. Masum ve saf görünür ancak kıvrak bir zekaya sahiptir ve şeytana pabucunu ter giydirir cinstendir. İntikam meraklısı ve entrikacı değildir. Sabırlı biridir. Hırslıdır. İstediğine ulaşmak ister ve bir o kadar da sakardır. Eline ayağına hakim olamaz. Güler yüzlüdür. Dost canlısıdır. Konuşkan değildir ve çok konuşanlardan hiç haz etmez. Kafasını kraliçe olmak ile de bozmamıştır. Gururludur. Aşk konusunda biraz beceriksizdir ama bu hiç aşk yaşamadığını aklınıza getirmesin. Sıcak kanlıdır. Etrafında ki insanlarla hemen kaynaşacak cinstendir. İç karşılıklara sahip bir kızdır. Klostrofobi hastasıdır bir de. Kapalı alanlarda duramaz, panik atak geçirir. İnsanlara hemen güvenmez uzun zaman geçmesi gerekir güvenmesi için. Marion'da güvenilir biridir hani. Sırlarınızı bir ömür boyu saklar. Etrafındakiler ile ilişkisine dikkat eder. Kimle dost olacağına, kimle düşman olacağına anlam verir falan... Hazır cevaptır. Düşünmeden aklından geçeni söyler hemen. Açık sözlüdür bir o kadar da. Ama yüzünüze sizi ağlatacak kadar derin şeyler söylemez. Empati kurar. Samimidir. Gerçek bir romantik aynı zamanda. Aşka değer verir. Her önüne gelenin altına yatmaz, sevdiği kişi ile beraber olur. En sevdiği renk siyahtır. Normal olan şeylerden hoşlanmaz. Bir erkek ona kırmızı gül getirince pek hoşuna gitmez. Aşırı klasik gelir ona. Ama siyah bir gül mesela. Bayılır. Kedilere hayrandır. Evde Bellatrix adında bir kedisi vardır. Kitap okumaktan hoşlanır. Daha çok Edgar Allan Poe okur. Şiirlerden hoşlanmaz. Arada sırada yazılar yazar falan... Onları gizli bir defterinde tutuyor. Vosvos'lara hayrandır mesela. Arabalardan pek hoşlanmasa da Vosvos'lar onun vazgeçilmezidir. Bu yüzden kırmızı renkte çok güzel bir Vosvos'u var. Doğayı sever, kollar hani. Hayatı günü gününe yaşar. Sigaranın zararlı olduğunu bilse de pek umursamaz her zaman dudaklarında bir sigara görebilirsiniz. Yok yok o kadar bağımlı da sayılmaz aslında. Drama Kraliçesi olarak da bilinen bir hatun. Ama böyle her şeyi abartmaz. Azcık hani. İsim yapışmış sadece Marion'a.
Fransız, İngiliz melezi. Annesi Marie Antoinette. İngiliz. Doğa fotoğrafçısıydı bir zamanlar. Babası var bir de. Fransız o. O da yazar. Hatta en ünlü kitabı Paris Geceleri - Paris La Nuit - çok satanlara girdi falan. Birkaç ay önce annesi ve babası boşandı. Görülen sebebi geçimsizlik, asıl sebebi annesinin babasını kendisinden küçük bir adam ile aldatması. Annesi şimdi Venedik'te yaşıyor. Görüşüyorlar ama artık ilişkileri o kadar iyi değil. Babası ile Londra'da yaşıyor Marion. Bir de abisi var. O da Londra'da ama ailesi ile kopuk biri. Bir tek Marion ile görüşüyor. Marion'dan beklenmeyecek bir şekilde birkaç yıl önce abisi ile ensest ilişki yaşadı. Hala yaşıyor aslında. Aralarında garip bir bağ var. Kimse bilmiyor.
Kızıl saçları var doğuştan, küçüklüğünden beri sempatik ve güzel biri olmuştur. Koyu yeşil gözleri var. 1.70 boyunda, 57 kilo. Vejetaryen. Westminster Lisesi IV. Sınıf öğrencisi ve RADA'da okumak istiyor. Sanat Tarihi okuyacak. Belki kararı değişir ama kararlarını değiştirmek hoşlanmaz Marion. Karakter bu yani fazla bir şey yok. Sokakta resimde çiziyormuş bu Alex belki orada tanışmış olabilirler. Marion'da sanat ruhu var yani. Sanatçı kızdır. pehh. neyse. Kurgu çıkar çıkması lazım.
Sokakta köşe başında oturuyor Alex belki Marion'un resmini çizmiştir? Hatta Marion ilgiliyse ona resim dersi vererek artı para kazanabilir falan öyle tanışırlar. Aslında bu karakterinin sayfasına William Moore karakterimle damlayacağım diye planladım, ondan hiç Alex ile kurgu düşünmemiştim asdfghjk. - Viktoriya van Rijn demiş ki:
- Damdan düşer gibi kurgu istiyorum şuan.
Alex, ressam ve müzisyen. Dolayısıyla bence Vika'nın platonik aşkı olabilir. *.* Olrayt başka bir şey düşünmüyorum bile, bana uyar ^^ Rp partnerine de (bknz Jimi Hendrix) Alex platonik aşık. | |
|
| |
Marion Antoinette Westminster IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 56 Nerden : ingiltere.
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 4:41 pm | |
| Tamam, resim dersi alır senden. u.u. William Moore dalsın onu da unutmayalım hani. | |
|
| |
Chanelle Fitzgerald Cambridge I. Sınıf | Felsefe
Mesaj Sayısı : 72
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 4:45 pm | |
| Tanıdığım Hardal olmanı umaraktan yazıyorum buraya. Chanelle böyle çok neşeli, sempatik bir kız. Sürekli güler, insanları sever. Böyle, evet de kurgu bulamadım *.* | |
|
| |
Viktoriya van Rijn Westminster III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 63 Nerden : Hollanda
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 4:54 pm | |
| Oley. Jimiye herkes platonik değil mi zaten *.* O zaman sokak sanatçılığı yaparken tanışılmış, mesela vika klarnet çalarken alexin ilgisini çekmişmiş sonra alex hemen resmini çizmişmiş. Bu resmi de vikaya bir anda verince tanışmışlar vee bam! Vika aşık olmuş. *.* | |
|
| |
William Moore London Central IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 199
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 5:17 pm | |
| - Chanelle Fitzgerald demiş ki:
- Tanıdığım Hardal olmanı umaraktan yazıyorum buraya. Chanelle böyle çok neşeli, sempatik bir kız. Sürekli güler, insanları sever. Böyle, evet de kurgu bulamadım *.*
ELAAAA enee *-* Gurur kaynağım, n'aber? *sen ilk photofiltre öğrencimdin hatta ilk öğrencimdin hihi o Hardal mıydı tanıdığın? Başka varsa vururum* Evet kurgu bulmalıyız! Kesinlikle! Alex de sempatik bir çocuktur, nasıl yapsak ki? - Viktoriya van Rijn demiş ki:
- Oley. Jimiye herkes platonik değil mi zaten *.*
O zaman sokak sanatçılığı yaparken tanışılmış, mesela vika klarnet çalarken alexin ilgisini çekmişmiş sonra alex hemen resmini çizmişmiş. Bu resmi de vikaya bir anda verince tanışmışlar vee bam! Vika aşık olmuş. *.* Oha şahane evet süper. Tam Alex'in yapacağı türden bir hareket çaktırmadan resmini çizmek. Güzeel süper. Oley ben bunların hepsini ilk mesaja ekleyeceğim kısa zamanda. | |
|
| |
Freja Hendriksen Royal Academy of Dramatic Art I. Sınıf | Resim
Mesaj Sayısı : 38
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 5:25 pm | |
| - Alex Mclain demiş ki:
- ELİS! EVIE İLE RP İSTİYORUM! Evde geçsin, Alex leopar desenli sütyenini kafasına takarak gezsin, makyaj malzemelerine bulaşsın. Yapmalıyız bunu.
O üniversiteliyi aç sonra gene gel kurgukurgukurgu diye takılıyorum. Adam şey mi Alex çakması ingiliz (asdfghjk Alex çakması deyince kıskançlıktan laf atıyor gibi oldum kii) Onu sevmez herhalde. Kılemin sevdiği insanları sevemiyor. Evie ile rp hemen yapalım. Dediğin kurguda. O üniversiteli benim, NABER. Adam evet o KISKANDIĞI ALEX'İN O ARKADAŞ. Çok şeker biri o aslında ama arada Kılecan var. Kader... | |
|
| |
Chanelle Fitzgerald Cambridge I. Sınıf | Felsefe
Mesaj Sayısı : 72
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 5:26 pm | |
| VALLAHA O HARDALSIN!!! Bana üşenmeden dört sezonluk dizi anlatmıştın hatırlıyo musun, ehehe Neyse ciddileşip kurguya dönüyorum. Ay bilmem ki. Alex resim çizerken Chanelle bakmıştır etkilenmiştir baya. Sonra ders vermesini istemiştir malum Chanelle beceriksizin önde gideni. -pho'daki blanche gibi, hatırlarsın belki ehehe- biraz bir şeyler yapmaya çalışır ama beceremez, yine de arkadaş olmuş olurlar belki | |
|
| |
Alex Mclain Oxford I. Sınıf | Resim
Mesaj Sayısı : 573 Nerden : NY
| Konu: Geri: A Newyorker in England Çarş. Şub. 01, 2012 6:14 pm | |
| - Freja Hendriksen demiş ki:
- Alex Mclain demiş ki:
- ELİS! EVIE İLE RP İSTİYORUM! Evde geçsin, Alex leopar desenli sütyenini kafasına takarak gezsin, makyaj malzemelerine bulaşsın. Yapmalıyız bunu.
O üniversiteliyi aç sonra gene gel kurgukurgukurgu diye takılıyorum. Adam şey mi Alex çakması ingiliz (asdfghjk Alex çakması deyince kıskançlıktan laf atıyor gibi oldum kii) Onu sevmez herhalde. Kılemin sevdiği insanları sevemiyor. Evie ile rp hemen yapalım. Dediğin kurguda. O üniversiteli benim, NABER. Adam evet o KISKANDIĞI ALEX'İN O ARKADAŞ. Çok şeker biri o aslında ama arada Kılecan var. Kader... Ohaa bu senin karakterin mi?! Ben de başvuruna zıplamıştım. Seni çalışma partnerim ilan etmeye karar verdim, resim saplantıları çok benziyor. Alex de doğma büyüme NYlu, yani oradan geldi. Bir de Alex de birden çok part-time işte çalışıyor, süpermarkette tanışmış olabilirler. Hatta orada tanışsınlar resim muhabbetlerini öğrensinler beraber çalışsınlar. Freja'nın kişiliğini de çok beğendim. Kurgu yapalım yoksa ağlarım. Ben ağlamam da Alex'i mutlaka ağlatırım. demiştim. Alexin ilgisini çekip o arkadaşa uyuz olmasına ikna edemedim, şu an pek umursamıyor. Rp yaparsak karar verir belki. - Alıntı :
- VALLAHA O HARDALSIN!!! Bana üşenmeden dört sezonluk dizi anlatmıştın hatırlıyo musun, ehehe
Neyse ciddileşip kurguya dönüyorum. Ay bilmem ki. Alex resim çizerken Chanelle bakmıştır etkilenmiştir baya. Sonra ders vermesini istemiştir malum Chanelle beceriksizin önde gideni. -pho'daki blanche gibi, hatırlarsın belki ehehe- biraz bir şeyler yapmaya çalışır ama beceremez, yine de arkadaş olmuş olurlar belki Ehehehe anlatmışımdııır Oluur bu kurgu uyar bana. Oley. | |
|
| |
Francie Lou London I. Sınıf | Drama
Mesaj Sayısı : 56
| Konu: Geri: A Newyorker in England Perş. Şub. 02, 2012 3:15 pm | |
| Naber gız? Kurgu yapmazsam ölürüm. Alex aslında Francie'nin bi arkadaşının arkadaşı falan filan. Tanışmaları da pubda olmuş. Öyle kalabalık bi grup halinde çıktıklarında. Alex'in resim okuduğunu öğrenince Francie duruma atlamış çünkü kendisi de resimle ilgilenmekte. Hatta yetenekli mi değil mi bilmiyor ama yurtta oda arkadaşını her yeri füzen ya da yağlı boyayla kirleterek çıldırttığı kesin. Bi de Alex'i sevmiş. Hatta sarhoşken paçasına yapışmış çalışmalarıma bi bak diye. Ayılınca hiçbirini hatırlamıyor numarası yapmış tabi ağırbaşlı tavrına dönerek. Başlığa bi bakarsın zaten hanım hakkında. | |
|
| |
Amélie Poulain Londra Vatandaşı
Mesaj Sayısı : 32 Nerden : fransa.
| Konu: Geri: A Newyorker in England Ptsi Şub. 13, 2012 5:12 pm | |
| Bir kere Amélie'de RADA'da resim okumak istiyordu. Fransa'da hayalini kurmuştu falan. Resim okuyacaktı. *Alex'e özendi bu biraz.* Resim çizer falan. Fotoğraf çeker. Sanatçı kız. Böyle kısa ruh hali değişimleri var. *kısadan kasıt değişim evet kısa sürüyor ama Amélie normale dönmüyor hep değişir* Böyle arkadaşlar olabilir hani. Ya da farklı bir kurgu. Beraber resim çizerler. | |
|
| |
Alex Mclain Oxford I. Sınıf | Resim
Mesaj Sayısı : 573 Nerden : NY
| Konu: Geri: A Newyorker in England Ptsi Şub. 13, 2012 7:38 pm | |
| Güzeel iki kurguyu da tuttum. Üşengeç herifin teki olmasam gider ilk başlığa eklerdim ama tamam aklımda tutuyorum kurguları. Oley :Face: | |
|
| |
Delancey B. Blackbourne Westminster IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 43
| Konu: Geri: A Newyorker in England Cuma Şub. 17, 2012 4:17 pm | |
| Alex resim çizmese bu insanların hali n'olucaktı şimdi. Ben kurgu istemiyom sadece oturdum o kadar okudum insanların bulduğu kurguları, dedim bişi demeliyim bu konuda evet şsldkjh. | |
|
| |
Alex Mclain Oxford I. Sınıf | Resim
Mesaj Sayısı : 573 Nerden : NY
| Konu: Geri: A Newyorker in England Cuma Şub. 17, 2012 5:25 pm | |
| Hahahaha asdfghjk tipik aha-ortak-nokta-buldum sendromu. Bende de var, hani başlıklara gidip "Ehi ikisi de insan madem aynı ortamda nefes larak tanışsınlaar!" şeklinde gittiğim. Mıhı | |
|
| |
Nora Jeanne Delacour Westminster IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 54 Nerden : Fransa.
| Konu: Geri: A Newyorker in England Cuma Mayıs 25, 2012 7:05 pm | |
| -bugün ilan krizine girdim uzun süre girmeyince her ilana dalmaya başlıyorum sonra tüm ilanlarda Nora Jeanne Delacour yazıyor falan.- neyse. - Alıntı :
- Kıvrak bir zekaya sahiptir. Ne ukalalığı vardır, ne kibri ne de başka herhangi bir özelliği. Son derece sıcak kanlı ve cana yakın bir insandır. Etrafında ki birçok insanla olan iletişimine değer verir. Güvenilir ve sabırlıdır. Ailesinin ona verdiği aşırı değerden ve kapan kısmasından dolayı kendine ait bir evde tek başına yaşamaktadır. Parasını sokakta şarkı söyleyerek kazanmaya çalışır. Westminster Lisesinde IV. sınıf öğrencidir. Bir nerd kadar olmasa da derslerine önem verir ve yüksek dereceler kazanmaya çalışır. İnsanların onun hakkında düşündüklerine pek önem vermez. Başkalarının düşüncelerine kulak asmaz ancak duyduklarını da kendi içinde değerlendirir. Tam olarak umursamaz değildir. Liseyi bitirdikten sonra RADA'da Müzikal Tiyatro bölümüne kapağı atmayı düşünüyor. Bir edebiyat dehasıdır. Kendine ait bir Grande Punto arabası vardır.
daha fazla bilgi lejantatır canım. valla aslında burya dalmamın sebebi senin ve Clementine'in rp'leri resmen kendimi roman okuyor gibi hissediyorum böyle canlı canlı çok güzel falan tabi ben öyle yazamam ama maksat bari kurgumuz olsun da kendimi hikayede hissediyim diye kendi kendime düşündüm falan. evet. | |
|
| |
| A Newyorker in England | |
|