Çeysi almışım, niçin buraya tanışma konusu açmıyorum, dedim az önce kendi kendime. Volkan ben, on beş yaşındayım. İngilizce'yi çok severim, Almanca'yı ise ara sıra; bu yüzden de dil sınıfındayım. Aslında dokuzdayken, "Gelecek sene dilde olucan lan, istediğin gibi rp yaparsın artık" diyordum ki rpyi dönem başında bıraktım. Nedense. Bilmiyorum. Paslanmış olabilitem çok yüksek. Birkaç kere yeni-puanlamalık-rp-yazma denemesi yaptım ancak başarısızlıkla sonuçlandı; neyse ki burada rütbeler falan sıfırlanmamış.
Dizi izlemeyi severim ancak bunu da bir süredir bıraktım. Yine, "nedense." Glee'nin ikinci sezonunda takıldım kaldım; bitirmek istiyorum, çünkü neredeyse tüm performanslarını izledim. Onların yaptığı coverların çoğu orijinal şarkılardan kat kat daha iyi ancak gel gelelim ki bunu arkadaşlarıma anlatamıyorum! Hepsi benim hayranı olduğum şeylere karşı yahu. OLABİLİR Mİ BÖYLE ŞEY? Hadi burada birazcık yakınayım: Glee sevmezler, Harry Potter desen, Snape'in iksir profesörü olduğunu bile bilmezler. Hele Açlık Oyunları, aman ismini anmayın onların yanında. (Umarım onlardan biri bunu okumaz.) Ne haldeyim, görüyor musunuz? Her neyse, dizi diyorduk. Glee dedim ben de. The Vampire Diaries, The Secret Circle, beşinci sezonundan itibaren Doctor Who (River-sever, hatta River-bayılır), falan. Başka aklıma gelmiyor, herhalde başka izlediğim dizi yok. House'a başlama denemesi yapmıştım, sadece beş bölüm izledim, sonrasında da o tıp terimleri benim beyne fazla geldi. Bıraktım.
Kitaplara gelirsek, aslında kitap okumayı pek sevmem. Bir ara seviyordum, aslında bu seneye kadar seviyordum; sonra sınavlarda çıkacağı için okunması gereken kitaplar, beni soğuttu bu işten. Gerçi okumadım, yani 1 ayda ancak 50 sayfa falan ilerliyordum. Çünkü kitaplar berbat. Şu anda da elimde Bin Muhteşem Güneş var, aslında bu geçen ay bitmeliydi, Da Vinci Şifresi'ne başlamalıydım; ama neredeeee? Bu kitap bitmeyecek. 300'lere yaklaştım gene de, az kaldı yahu. Hatta üç yüzü geçmişimdir belki, hatırlamıyorum. Neyse. Harry Potter hayranıyım, eh, normal olarak! Açlık Oyunları'nın da bende özel bir yeri var; bir fan sitem var bu seri için. Aslında yukarıdaki bahsettiğim, "nedense" sebebiyle bıraktığım şeyler hep bu seri, bu site yüzünden. Zamanımın çoğunu çevirilere ayırdığım için, geri kalan zamanda da hiçbir şey yapamadığım için onları bıraktım ancak tekrar başlama niyetindeyim. Tabii ki başlayacağım. Ancak worksheetler. Yapılması gereken worksheetler var.
Maalesef.
Photoshop kullanıyorum, hatta bir ara güzel takımlar da yapardım; şimdi ne olur bilmiyorum. Şu anki takımım da Gülşah'a ait; taa ne zaman yapmıştı Gülşah bunu. EHHEY. Buldum o texture'ı Gülşah. Oradaki heaven'lı yazıyı senin yazdığını sanıyordum... senin yaratıcılığın sanıyordum ama...
İlk defa bu kadar uzun bir tanışma şeysi yazıyorum. Cidden. Gece gece ilham geldi!
Helena Bonham Carter'ın da bende özel bir yeri vardır, çok severim onu. Yerim. AY. Alex Kingston'ı da River rolünden dolayı seviyorum. Çok kuğul yahu. Ayrıca son zamanlarda Elizabeth Banks'e de bir sempati duymaya başlamadım değil; röportajlarında çok komik. Bir de Effie Trinket. Daha ne olsun? Jennifer Lawrence'in de yeni, kazara oluşmuş saçı çok güzel. Oscar adaylarını açıklarken çok harikaydı. JENNIFER, ÇOK GÜZELSİN LAN.
Müzik konusunda çok değişkenimdir. Şu anda Adele dinliyorum, Lady Gaga dinliyorum, bazen Beyoncé dinliyorum. Falan. Glee coverlarını dinliyorum, sonra da onların orijinal hallerini. Sonra tekrar coverları.
CNBC-e'de Gossip Girl varmış birazdan. Gideyim ben. Görüşürüz.