London Never Sleeps
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Hoş geldin .
Londra senin için Perş. Ocak 01, 1970 tarihinden beri uyumuyor.
Perş. Ocak 01, 1970 tarihinden beri buralarda takılmadın.

Aramıza son katılan https://lnsrplay.yetkin-forum.com/u398, Londra'ya hoş geldin!
Sitemiz bir rol oyunu sitesi olduğundan lütfen bu amaçla, Ad Soyad şeklinde kaydolun.
Rol oyununa başlamadan önce Başlangıç Rehberi'ni mutlaka okuyun.
London Never Sleeps toplu konuşma: Chatbox.
Rol oyunu puanlaması için: Tık.

 

 Becca T.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebecca Teague
Oyuncu
Oyuncu
Rebecca Teague


Mesaj Sayısı : 8

Becca T. Empty
MesajKonu: Becca T.   Becca T. Icon_minitimePerş. Şub. 09, 2012 7:27 pm


Rebecca Teague

Mischievous child of her daughter

Becca T. Bend


• Rebecca

• Teague-Barnes

• Eski Barnes

• Bec, Becky

• 42

• Proud Welsh

• 3 Aralık

• Oyuncu

• Klinik ruh hastası


i can be whoever you want me to be


FİZİKSEL BETİMLEME
{You like what you see, don't you?}


Saçlarının kendi rengi. Derdi tasası olmadığı için beyazı da yok. Kendini bildi bileli sıskanın teki bir de. Onu meşhur olmaktan alıkoyan şeyin bu olduğunu düşündü gençlik yıllarında; ama şimdi bu bahanesi de yok. Vücudunun hiçbir yerine hiçbir şey yaptırmadı. Her şeyi doğal. Ha bir de yaşlanmama gibi bir özelliği var son on yıldır görünüşü hiç değişmedi. İnsanlar utanmasa gençleşeceğini söylüyorlar.


PSİKOLOJİK BETİMLEME
{I'm high on every sing emotion.}


Onu tanıyan herkesin söyleyeceği ilk şey her duyguyu çok yoğun yaşadığıdır. Dolayısıyla biraz da dramatiktir. Asla birazcık üzgün ya da biraz neşeli olmaz. Ya salya sümük ağlar halde kendini pencereden atmaya kalkar ya da sokakta gördüğü herkese selam verip ne kadar da güzel bir gün olduğundan bahseder. Bu yüzden insan ilişkilerinde hep tolere edilmesi zor biri olmuştur. Öfkesini de sevgisini de fazla gösterir. Duygularını saklama ihtiyacı duymaz. Yapılması gereken şeyin de bu olduğuna inanır. Yıllardır bir oyuncu olarak başarısız olmasının temelinde de yeteneksizliği değil, genel anlamda kabul gören oyunculuk anlayışına burun kıvırması yatar. Onun için ne sahne de ne de hayatta kontrollü olmaya gerek yoktur; çünkü her ikisinde de çok kısa süre bulunacaksındır ve önemli keyfini çıkarmak duygularını ifade etmektir. Beyninin nasıl çalıştığını bugüne kadar kimse anlamış değildir. O kadar hızlı düşünür ki siz daha anlamadan devletin sağlık alanındaki politikasından ülkenin en iyi dondurmacısına geçiş yapabilir ve onun için bu iki konu son derece bağlantılıdır. Becca için net sıfatlar kullanmak zordur çünkü ata binmeye korkmasına rağmen adrenalin sporlarına bayılan bir kadındır. Buna benzer birçok çelişki ile doludur. Yine de son derece sevecen biri olabilir. Her duyguyu doruklarda yaşadığı için az sevdiği kişi de yoktur. Birini sevdiğinde o kişi bunu tüm benliği ile hissetmelidir. Birinden nefret ettiğinde de aynı şey söz konusudur tabii. Değer verdiği şeylere karşı aşırı korumacı olabilir.


my life is a fucking farce


AİLE BİLGİSİ
{The worst mother and the best friend}


Becca'nın hem baba ocağında hem de kendi evinde aile yaşantısı alışılmışın dışındaydı. Doğumundan önce Cardiff'in en renkli ve sıra dışı insanları olan anne babası Becca'nın canlılığına ayak uyduramayınca, onu yetiştirirken sıkıcı ve yorgun insanlara dönüştüler. Kızıyla yaşadığı kendi evinde de işler pek farklı değildi; çünkü Elle Becca henüz 18 iken doğmuştu ve o hızla büyümesine rağmen Becca hiç büyümedi. Kızı her zaman ona göz kulak olmak, saçma sapan şeyler yapmasını engellemek zorunda kaldı. Bu da onu son derece olgun biri yaptı. Becca sorumsuz bir anneydi; ama ilgisiz bir anne değildi. Annelik sorumluluğunun getirdiği bazı görevleri yerine getirmek de zorlanmış -hatta iç denememiş olsa da Elle ile ilişkisinde asla sevgi ve ilgi eksikliği olmadı. Becca Elle'in çılgın oda arkadaşı gibiydi. Elle'in durumla başa çıkabilecek olgunlukta olması sayesinde Becca ile aralarındaki ilişki hiç zedelenmedi.


ÖZGEÇMİŞ
{Past isn't exactly left in the past}


Galler, Cardiff'te tiyatro işletmecisi bir çiftin ikinci ve don çocukları olarak dünyaya geldi. Her ne kadar ailesi rahat, renkli ve neşeli insanlar olsa da Becca Teague ailesi için bile fazla hareketliydi. Nitekim hızlı ruh hali değişiklikleri o büyüyene kadar ailesindeki neşeyi söküp aldı. 15 yaşına geldiğinde -kimse fazla karşı çıkmadığı için- okulu bıraktı ve Londra'ya taşındı ve orada burada çeşitli oyunculuk işlerinde çalıştı; ama hiçbir yerde tutunamadı. 16 yaşında Paul Barnes ile tanıştı ve ona hemencecik aşık oldu. Becca hiçbir duyguyu kabul edilebilir miktarda hissetmediğinden Paul'e duyduğu aşk da son derece güçlü ve hatta abartılıydı. Neyse ki genç Barnes da onun duygularına karşılık verdi ve birlikte o güne kadar filme alınmış ya da yazıya dökülmüş her aşktan daha tutkulu bir aşk yaşadılar. 17 yaşında Becca hamile kaldı. İkisi de birbirini deli gibi sevdiğinden evlenmek için beklemeleri saçmalık olacaktı.Cardiff'e gidip Becca'nın ailesinden izin aldılar. (İzin vermekten ziyade ne yaparsanız yapın anlamında omuz silkmişlerdi) Planları gemiyle Paris'e geçip orada evlenmekti; ama gemi yolculukları sırasında Becca'nın canı çok sıkılınca geminin kaptanı tarafından evlendirilip bir sonraki limanda gemiden indiler. Daha Frasa'ya ayak bile basmadan Londra'ya döndüler. Daha önce de defalarca belirtildiği gibi Becca duygularını çok yoğun yaşayan biriydi. Yani onun hormonlara boğulmuş haliyle baş etmek kolay değildi. Her evliliğin parçası olan kavgalarda da sakinliğini koruyamıyor, Paul'e eline geçeni fırlatmaktan çekinmiyordu. Kızları Elle'in doğumundan bir hafta sonra Paul pılını pırtını toplayıp evi terk etti. Hiçbir şeyi sakin karşılamayan Becca'nın bu durum karşısında yıkılması beklenebilirdi; ama 18 yaşındaki genç anne küçük bebeğini hayranlıkla izlemeye o kadar kaptırmıştı ki kendini dünya umurunda değildi. Paul kızının hayatındaki yerini korumak konusunda kararlı bir baba olmasıydı Elle nasıl yetişirdi kimse bilemez; ama Elle ve Becca'nın, Paul'ün de her zaman bir parçası olduğu hayatları bir şekilde devam etti. Becca onu yeni bir filmin seçmelerine çalıştırması için kızını ödevinden alıkoyan, Ocak ayında ona dondurma alan bir anne olsa da muhteşem bir sorumluluk duygusuna sahip olan Elle annesinin hayatında her zaman dengeleyici bir unsur oldu..



gosh! i love talking about me


SEVDİKLERİ & SEVMEDİKLERİ


• Cep telefonuna bağımlı. Onsuz hiçbir yere gidemiyor, hiçbir şey yapamıyor.

• Araba sürmeye bayılır; ama çok iyi bir sürücü olduğu söylenemez.

• Atlardan nefret ediyor. Aslında her türlü binek hayvanından nefret ediyor. Gördüklerine dil çıkarıyor.

• İğnelerden de pek hoşlandığı söylenemez.

• Dondurmaya bayılır. Ama çikolatalı, karamelli ve vanilyalı dışında yemez. Meyveli dondurmayı bulanın aklını kaçırdığını düşünüyor.

• Kahve ve kola sevmez. Çünkü rengini içine ezik attıkları böceklerden aldığını düşünüyor. Aslında bu annesinin küçükken daha fazla enerjiye ihtiyacı olmadığını düşünüp kafein almasını engellemek için söylediği bir yalan.

• Kedileri çok sever; ama aklı başında hiçbir kedi sahibi Becca'yı kedisinin yanına yaklaştırmaz. Çünkü biraz hırçın seviyor. En aklı başında hayvanı bile vahşileştiriyor.


DİĞER BİLGİLER


• Kraliyet ailesine takıntılı. On sene öncesine kadar Prens Charles ile evleneceğine inanıyordu. Adam iyice yaşlanınca bu sevdadan vazgeçse de dokuzuncu göbekten Prens William'ın kuzeni olduğunu iddia ederek Kate Middleton ile düğünlerine katılmaya çalışmıştı.

• Dokuz yaşındayken Elle'e Prens Henry'nin bir fotoğrafını gösterip büyüyünce onunla evlenmek zorunda olduğunu söylemişti. Elle onu çok çirkin bulduğunu söylemesine rağmen ısrar etmiş bunun üzerine kızı ağlamıştı.

• Küçükken komşular, tanıdıklar ve akrabalar tarafından pek sevilmemesine rağmen Galler'i çok seviyor. Sürekli oradaki tanıdıklarını ziyaret edip kendini zorla ağırlatıyor.

• Elle Harvard Tıp Fakültesi'ne kabul edilip gazeteye tam sayfa ilan vermişti: 'My daughter is better than you! Kiss my ass Harvard!' Halbuki Elle'in gitmek istememesinin nedeni annesinin onsuz hayatta kalamayacağını düşünmesiydi.

• Liseden mezun olana kadar kızını sabahları hayvan sesleri çıkararak uyandırdı. Hayvanı doğru tahmin edemezse kapıdan çıkıp okula gitmesine izin vermiyordu.

• Kızının eve tanıştırmak için getirdiği tüm erkeklere çeşitli roller yaptı: kızının erkek arkadaşlarını çalmayı seven anne, katil anne, kızını döven anne. Elle 13 yaşında evlenmeye karar verene kadar kimseyi eve getirmeyeceğine yemin etti.

• Bir keresinde bacağı kırıp bir kedi gördüğünde Oxford Street'in ortasında sinir krizi geçirdi. Yardım etmeye çalışanlara saldırdığı için nezarete atıldı. Kefaletini kızı ödedi.

• Muza alerjisi var. Yediğinde hatta vücuduna sürdüğünde bile boynunda kabarcıklar çıkıyor; ama kabarcıklarla oynamayı sevdiği için sıkıldığında muz yiyor.

• Kızına doğum kontrolü öğrettiğinde Elle 8 yaşındaydı, kafası karışmış bir şekilde babasına koştu. Becca 'Ne yani? Onu özel okula yollayan ben değilim. O zengin piçler her şeyi çok erken öğreniyorlar.' diye kendini savundu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rebecca Teague
Oyuncu
Oyuncu
Rebecca Teague


Mesaj Sayısı : 8

Becca T. Empty
MesajKonu: Geri: Becca T.   Becca T. Icon_minitimePerş. Şub. 09, 2012 7:59 pm

ilişki milişki
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Becca T.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Becca Teague
» You called Becca

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
London Never Sleeps :: l o n d o n . n e v e r . s l e e p s :: When the London sleeps, It's less dangerous :: Karakter Alanı :: Karakter Dosyaları-
Buraya geçin: