Başım dönüyor. Sanırım çok fazla içtim yine. O kadar içme demişlerdi işte,keşke dinleseydim. Ama dinlemem doğru ya. Ne zaman dinledim ki. Bana doğru bakan bir grup genç var neden bakıyorlar öyle üzerimde bir şey mi var? Hayır sadece göz alıcı görünüyorum. Pislikler! Kim bilir akıllarından neler geçiyor. Öylece durup arabamın gelmesini beklerken arkamdan kusarak bir kız çıkıyor. Beline de serserinin biri elini dolamış büyük ihtimal kızı eve atacak. Umarım kız ayıldığında pişman olmaz yaptığı şeye. Bana doğru bakıyor kız niye baktığını anlayamadım lezbiyen mi yoksa. Yanındaki serseriyi düşünürsek değil herhalde. Galiba kusacağım kendimi iyi hissetmiyorum.
"Öğkk" Midem ağzıma geldi sanki. Gözüm kararmaya başladı. Birisi saçımdan tutup önüme gelmesine engel oluyor. Kim bilmiyorum,tanımıyorum. Genç bir çocuk,yüzü net değil ama yakışıklı. Belimden tutup ayakta durmama yardımcı olmasına izin veriyorum. Halimiz az önceki çifte benziyor umarım birileri onunla yatacağımı düşünmez. Arabam geliyor sanırım ama kullanabilecek durumda değilim. Etrafa bakıp bir taksi arıyorum ama görünürde yok. Saat kaç acaba,hiç bilmiyorum. Yanımda ki genç bir şeyler söylüyor tam anlamıyorum,sanırım beni eve bırakmayı teklif ediyor.
"İstemiyorum" diyorum. Belimden tutmaya devam ediyor ama tutuşu oldukça mesafeli. Başkaları gibi taciz etmeye çalışmıyor,etse bile engel olabilecek gibi değilim. Biraz ileride banklar var orayı gösteriyor,
"Oturalım" diyor. Olur anlamında kafa sallıyorum,iyi bir fikir ayakta duramıyorum zaten. Eli hala belimde yürümeme yardımcı oluyor. Yürürken ayağım taşa takılıyor tutmasa düşecektim. Teşekkür etmem gerekiyor,ben nazik bir kızım ama tek kelime edemiyorum. Banka oturuyorum. Üzerimde siyah,mini,kalın askılı bir elbise var. Oldukça seksi bir elbise vücut hatlarımı tam anlamıyla ortaya çıkarıyor. Topuklular ayaklarımı acıttı. Oturduktan sonra çıkarıyorum ayağımdan bir köşeye atıyorum. Saç tokamı çıkarıp saçlarımı salıyorum. Toka başımı ağrıtmıştı. Üşümeye başladım. Büzüşüp kaldım sanırım adını bilmediğim genç farkediyor üşüdüğümü,ceketini çıkartıp omzuma atıyor. Reddetmiyorum,doğrusu dondum. Olabildiğince sarılıyorum cekete. Gökyüzü bulutlu umarım yağmur yağmaz.
"Sana sıcak bir şey getireyim" diyor. Yolun karşısında bir kafe hala açık oraya doğru gidiyor. Yalnız kalmak istemiyorum. Yağmur çiselemeye başladı. Bana doğru birisi geliyor. Birliktelik teklif ediyor. Cevap vermiyorum,yanıma oturuyor. Elini bacağıma koyuyor,korkmaya başlıyorum. Nerde bu isimsiz prensim. Prens mi? Oda nereden çıktı tanımıyorum bile.
"Çek elini ve defol" diyorum oldukça asi bir tavırla. Hiç korkmuşa benzemiyor. İyice sokuluyor neredeyse içime girecek pislik herif! Gözleriyle soyduğuna eminim.
"Sana gitmeni söyledim" diyorum daha sert bir ses tonuyla. Küçümseyici bakışlarla bakıyor bana. Ben bu duruma düşecek birisi değilim diyorum kendime. Ben böyle insanlarla muhattap olacak birisi değilim. Umarım babamın haberi olmaz. Olsa ne olacak? Kızmaz ki. Ama üzülür. Beni pek sever babam,ben onun için bir prenses kadar mükemmelim. Beni bu duruma düşecek birisi olarak görmez. Şu halime inanmıyorum adam beni ayakta götürecek düşündüğüm şeye bak. Hadi ama prensim nerede kaldın. Yine prensim diyorum. İçkiden herhalde. Adam sözlü tacizlerine devam ediyor,benimle ilgili düşüncelerini anlatıyor. Bu kadar rahatsız eden şeyler söyleyenine ilk kez rastlıyorum. İteliyorum onu gitmesi için. Etrafta kimseciklerde kalmadı çığlık atsam kimse duymaz. Yanımdaki gençte alt tarafı yolun karşısına geçmişti. Nerede kaldı? Beni burada mı bıraktı yoksa? Hayır bırakmaz. Nereden biliyorum bırakmayacağını tanışalı bir saat bile olmadı hatta tanışmıyoruz bile. İşte geliyor. Hemde neredeyse koşarak.
"Sorun mu var?" diyor. Bir şey demiyorum benim yüzümden başı belaya girsin istemiyorum. Yanımdaki adam
"Kız ikimize de yeter" diyor. Gerzek şey ben fahişemiyim. Prensim yakasından tutup adamı ayağa kaldırıyor,kafa atıyor sonra bir kaç yumruk,tekme. Adam kanlar içinde yere yığılıyor. Bize doğru gelen polisler var adam beni taciz ederken neredeydiler acaba. Prensim kolumdan tutuyor.
"Koş gitmessek bizi içeri tıkacaklar" koşuyorum. Benim arabama biniyoruz sarhoşluk hafiften geçti gibi. O kullanıyor. Nereye gideceğimizi bilmiyorum ama artık farketmez. Sormuyorum bile. Merak ettiğim şey adı ve bunu neden yaptığı yani beni neden kurtardığı.
"Kimsin sen? Beni neden kurtardın?" gülümseyerek bakıyor. Çenemden tutuyor. Gülümsüyorum.
"Max. Kim olsa yapardım." Üzülüyorum. Biran benden hoşlandı sanmıştım. Suratımı asıyorum. Farkında değilim ama surat astığımın. İyi görünmeye çalışıyorum oysaki. Müzik açıyorum. Delice uykum var hala nasıl sızıp kalmadığıma şaşırıyorum.
"Seni uzun zamandır tanıyorum. Sana aşığım" diyor. Şaşkınlıktan küçük dilimi yutmak üzereyim. Söyleyebildiğim tek şey
"Ben seni tanımıyorum" oluyor. Ne şapşalım. Söylesene bende senden hoşlandım desene diyemiyorum.
"Benim gibi birisini senin gibi birisi tanımaz" Nasıl yani. Ne kastetti şimdi. Anlamıyorum. Bu kadar zor cümleler kurmamalı hala biraz sarhoşum ve uykum var.
"Ne demek istedin?" diyorum.
"Benim gibi bir sokak serserini senin gibi asil kişiler tanımaz" Ne söylerse söylesin yüzündeki gülümseme gitmek bilmiyor,o kadar tatlı ki dudaklarına yapışmak istiyorum. İyice saçmaladım. Neler düşünüyorum böyle. Cevap vermeyeceğim. Bu saçma sohbetin uzamasını istemiyorum. Oldukça uykum var gözlerimin kapanmasını istemiyorum ama elimde değil sanırım uyuyorum.
...
Birisin kollarındayım. Bu Max. Ve evimdeyim.
"Odan neresi,birileri uyanmadan seni oraya götürmeliyim" Eve nasıl girdiki. Yada banane çok uykum var. Parmağımla tam karşımızda ki odayı işaret ediyorum. Kapıyı açıyor beni yatağıma bırakıyor. Uyumamak için kendimi zor tutuyorum,odadan çıktıktan sonra uyuyacağım. Gerçi bişey yapacak olsa çoktan yapardı öyle değil mi? Yapacak olsa benim evimdemi yapar dı?
"Üzerini değişmelisin,leş gibi bira kokuyorsun." haklı. Üzerimi değişmeliyim kalkmaya halim yok ki nasıl değişeyim. Dolabı işaret ediyorum
"Pijamalarımı getirdikten sonra gider misin?" Dolabımı açıyor binlerce kıyafet,hayrete düşmüş gibi. Bir şeyler mırıldanıyor anlamıyorum. Muhtemelen nerden aldım bu belayı başıma diye sövüyordur. Gerçi beni sevdiğini söylemişti yani sanırım rüyada olabilir tam hatırlamıyorum.
"Giyinmene yardımcı olabilirim" diyor. İstemiyorum. Belli ki amacı başka bir erkek bir kızın üstünü çıkaracakta bir şey olmayacak tabii canım. Neden bu kadar fesat düşünüyorum belki de iyi niyetli çocuk. Cevabımı beklercesine bakıyor. Düşünce aleminden çıkabilsem cevap vereceğim ama bu gece için mümkün değil herhalde. Hala bana bakıyor. O kadar sevimli ki
"İstemiyorum. Hadi git." diyorum. Ne kadar kabayım resmen kovdum çocuğu. Gülüyor. Yanıma yaklaşıyor başımın arkasından tutup anlımdan öpüyor. Çok iyi hissettiğimi farkediyorum ama bir şey diyemedim yine. Kapıyı çekip gidiyor. Pembe pijamalarımı giyiyorum daha fazla ayakta kalırsam öleceğim sanırım. Zaten güneş doğmaya başladı. Uzun bir geceydi. İyi geceler.