London Never Sleeps
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Hoş geldin .
Londra senin için tarihinden beri uyumuyor.
tarihinden beri buralarda takılmadın.

Aramıza son katılan https://lnsrplay.yetkin-forum.com/u398, Londra'ya hoş geldin!
Sitemiz bir rol oyunu sitesi olduğundan lütfen bu amaçla, Ad Soyad şeklinde kaydolun.
Rol oyununa başlamadan önce Başlangıç Rehberi'ni mutlaka okuyun.
London Never Sleeps toplu konuşma: Chatbox.
Rol oyunu puanlaması için: Tık.

 

 Şişe Çevirmece

Aşağa gitmek 
+10
Aphra Avichayil
William Moore
Juliana Levers
Llesenia Carreño Martinéz
Francie Lou
Adam Brent
Clementine Crandal
Beirut Bartolomej
Evelyn C. Zamora
Meg Margold
14 posters
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
Meg Margold
Oxford I. Sınıf | Yeni Medya
 Oxford I. Sınıf | Yeni Medya
Meg Margold


Mesaj Sayısı : 146

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Şub. 10, 2012 8:56 pm

Henüz iki tur dönen şişenin üçüncü turuna gelmeden eve iki kişi gelmişti. Birisi Vladimir -çok hoş!-, ikincisi ise Alex'di. Pek tanımıyordu. Sadece arada bir iyi günler dileklerini iletiyorlardı birbirlerine. Şişeyi son çevirdiğinde Evie ve onun iki arkadaşından erkek olana denk gelmişti. Büyük bir merakla ne soracağını beklerken, sansasyonel bir şey söylemişti. Harika! Eğleniyoruz desenize! Aklından geçen düşüncelerin beraberinde ortamda başlayan gerginlikte kimse konuşmuyordu. Ev sahibi olarak bir şeyler yapmayı planlamaya başlaması gerekiyordu aslında. Derin bir nefes alıp ayaklandı. Uyuşan ayaklarından dolayı belli bir süre olduğu yerde kalıp Clem'e doğru ilerledi. Şişenin cevaplayan tarafının işaret ettiği çocuğunda kolundan tutup ayağa kalkmaları için ısrarcı bir bakış attı. "Ne bekliyorsunuz? Kural kuraldır. Ne deniyorsa yapılacak." Her iki üniversiteliyi de zorla ayağa kaldırdığında amacına ulaşmış bir şekilde nefes verip gülümsedi. "Tanrım altı üstü 13 saniye. Neye utanıyorsunuz? Sanki hayatınızda hiç yapmadığınız bir şey!" Cümlesinin ardından biraz gülüp ikisini de koltuğa itti. Kolundaki saatine baktı. "Zaman tutuyorum. Hadi ne bekliyorsunuz? Sürenizin yarısını birbirinize bakarak geçirirseniz saymam! Ayrıca sonunda bir şişe tekila sizindir." Göz kırpıp arkasını döndüğünde Alex'in bakışlarıyla karşılaşmıştı. Etrafındakilere çaktırmadan burnunu kıvırıp tekrar yerine oturdu. "Hıhım. Action!"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clementine Crandal
Royal Academy of Dramatic Art I. Sınıf | Tiyatro ve Dramatik Sanatlar
 Royal Academy of Dramatic Art I. Sınıf | Tiyatro ve Dramatik Sanatlar
Clementine Crandal


Mesaj Sayısı : 531

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Şub. 10, 2012 9:20 pm

Son on beş dakikada olanlar kendi kontrolü dışında gelişiyordu ve kendini aptal gibi hissetmeye başlamıştı. Tam Seoirse tarafından sorulan beklenmedik soruyu atlatmıştı, Alex gelmişti Meg'in evine. Alex'i görmek iyiydi, hele kendi sorusuna denk gelmeyişi daha iyiydi. Alex'in varlığı fikri iyiydi çünkü. Bir sonraki sıra kendine geldiğinde Alex'in duyabileceği bir şeyler sorulmasını dileyerek durumu geçiştirdi, nasılsa sırasını savmıştı, gerilmek için bir nedeni olduğunu düşünmüyordu. Alex'in kendisine göz kırpması ve yerleşmesi arasında bir yerlerde Adam'ın cesaret dediğinin farkındaydı. Adam'a göre bir şeydi, ona lafı yoktu ama karşısındaki insan Evie olunca, deli işi gibiydi biraz. Yine de bütün neşesi yerinde, Alex'le bakışarak gülmek için nedenlerini arttırıyor ve olduğu yerde bir şey söylemeden eğleniyorken bütün neşesi kumdan kale, Evie tarafından tekmelenip yıkıldı.
"Hı? N- ne?" Doğru duymuş olamazdı, mümkün değildi. Evie Alex varken böyle bir şey yaptıramazdı. Evie Alex'in herhangi bir durumda Clem'i böyle bir şeyin içinde bırakana yapabileceği şeyleri biliyor olmalıydı, yani öyle olduğunu düşünüyordu. Ama Evie gayet rahat, biraz da korkusuz denebilecek bir gülümsemeyle üçü arasında bakışırken Clem'in bakışları yanında oturan Adam'a döndü. Çocuk şaşkın, ne yapacağını bilmediği belli biçimde duruyorken yerinde kıpırdayan Alex'le birlikte odak noktası tekrar değişince gergince kıpırdandı. Şu an o sıkıcı filmi bu ortama tercih ettiğini söyleyebilirdi rahatça.
Meg yerinden kalkıp kollarından onları çekiştirince bir tepki veremeden koltuğa oturmuş, yanında ne yapacağını bilmeyen Adam'la birlikte boş boş bakınıyordu. "Kimse bana 'Clem üstünden şişe çevirmece oynamak için toplanıyoruz' dememişti." diye mırıldandı ağzının içinde, Alex büyük bir inat ve iradeyle kendisine bakmıyorken. "Önce soru, şimdi bu." Kaçış yolu olması gerekirdi, cesaret görevi Adam'a verilmişti. Alex olmasa bunu bu kadar büyütmeyeceğini, en azından gerilim oranının daha az olacağını biliyor, bakışlarını ona bakmayan arkadaşından söküp Evie'ye çevirdi ve sessizce dudaklarını oynattı. 'Sen öldün.' Evie bütün yüzünü kaplayan bir gülümsemeyle kendisine bakarken Meg'in hadi artık uyarısını duyunca Alex'e uzun bir süre bakmamaya karar vererek Adam'a doğru döndü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adam Brent
Royal Academy of Dramatic Art I. Sınıf | Tiyatro
 Royal Academy of Dramatic Art I. Sınıf | Tiyatro
Adam Brent


Mesaj Sayısı : 35

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Şub. 10, 2012 9:40 pm

Cesaretli olduğum için cesaret dedim, bu doğruydu. Ancak nasıl bir akıl, bir beyin böyle bir soruyu sorma cesaretini gösterebilirdi? Cesur olduğunu kanıtlayacak olan bendim, oysa Evie böyle bir soruyu sorarak benden korkması gerektiğini ona hatırlatacağım milyonlarca gün kazanmış oldu. Ne yapacağımı bilemiyordum, elim ayağım birbirine dolanmıştı. Sonuçta o Tangerine'di, benim çizdiğim süper kahramanımdı. Kızım gibiydi daha çok, insan kızıyla öpüşmezdi ki. Üstüne bir de kızım gibi olduğu kadar arkadaşımdı, yakın arkadaşım. Her ne kadar beraber araba arkasında uyumuş olsak da, öyleydik. Bunu değiştirecek bir şey yoktu, şişe çevirmece haricinde. Şişe çevirmecede hayat kurallarını görmezden gelirsiniz, aranızdaki ilişkiler tamamen görünmez hale gelir, hani çizgi filmlerdeki görünmez mürekkep sürülmüş gibi olur bağlarınız o saatler boyunca. Gözlerimi nereye bakmak için kullanacağımı dahi bilmiyordum, Tangerine'e bakarsam bana kızacağından korkuyor ve hatta bir de ondan utanıyordum. Evie önce mutluydu, gülüyordu fakat sonra gergin bir ortam oluştuğunda onun da gülümsemesi asık bir surata dönüştü, belki de yaptığının ölüm fermanı olduğunun farkına varmıştı. Tüm bu sessizlikten sonra Meg bizi kaldırıp kanepeye ittirdi, Tangerine bağdaş kurdu. Bense nasıl oturduğumu bile bilmiyordum. Meg bizi yerleştirdikten sonra eski yerine dönmüştü, herkesin şaşkın bakışları üzerimizde ardarda turlar atıyordu, hatta uzun saçlı herifin yüzünde öfke bile görmüş olabilirdim. Acaba Tangerine'in iki ay önce yattığı herif miydi? Tangerine'in kafasını bana çevirmesiyle gerçek hayata geri döndüm, gözlerine baktım. O da en az benim kadar tedirgindi, ne yapacağımı nasıl başlayacağımı bilmiyordum. Sonra Tangerine omuzlarını silkerek, ne olacaksa olsun yeter ki bitsin, bakışı attı. Gözlerimle onayladım. Hafifçe öne doğru eğilerek elimle ensesinden kendime doğru çektim ve gözlerimi kapattım, böyle öpüşülmesi gerektiğinden çok o anı bir de görme duyumla algılamak istemiyordum. Dudakları dudaklarıma değdiğinde önce bir sıcaklık hissettim, sonra kalbimin hızlandığını. Onun da eli benim saçlarımda bir yerlerdeydi. Dudaklarının gülümseme yolunda hareket ettiğini hissettiğimde, kendimi tutamayıp kıkırdadım. Daha kaç saniye olmuştu bilmiyordum ancak bir ömür gibi hissettirdi. Gülmek için geri çekildiğinde onu bırakıp ben de çekildim. Bu öpüşmekten çok dudak değdirmesi gibiydi. Evie oturduğu yerden bağırdı “Sadece 5 saniye oldu ve ben buna yiyelleşme demiyorum, kusura bakmayın. 8 saniyeniz var yoksa ceza geliyoor!“ güldü sonra, birkaç kişi cezayı onayladı. Yeter artık diye düşünmüştüm, bitecekse bitsin böyle gerildikçe daha da geriyor, sinir bozucu hale geliyordu. En sonunda bir an önce sona ermesi için bir elimle Tangerine'i kendime çektim ve dudak değdirmesinin çok ötesinde öpüşmeye başladık. Elleşmeli dediğine göre elimle de bir şey yapmam gerekiyordu, kolumu kaldırdım ancak nereye koyacağımı bilemedim, elleşmemeliydim. Ben de beline koydum, en son Evie kahkaha atarak gülüp zamanın bittiğini söylediğinde ikimiz de şaşkın bir şekilde güldük.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clementine Crandal
Royal Academy of Dramatic Art I. Sınıf | Tiyatro ve Dramatik Sanatlar
 Royal Academy of Dramatic Art I. Sınıf | Tiyatro ve Dramatik Sanatlar
Clementine Crandal


Mesaj Sayısı : 531

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Şub. 10, 2012 10:08 pm

Durum yeteri kadar rahatsız ediciyken en azından daha rahat oturabilmek, tamam belki biraz da yakınlaşma mesafesini kontrol edebilmek adına, bağdaş kurmuş, bacakları altında, elleri kucağında bekliyordu. Adam'ın kaçırmamaya çalıştığı bakışları gittikçe tedirginleşince, ve Evie mırıl mırıl bir şeyler söyleyince omuz silkti. Alex'e inatla bakmadığından o kısmı her şey bittikten sonra düşünecekti. Adam'ın hafifçe kıpırdayan başıyla aldığı onay, ve boynuna dokunan eli on üç saniye için başlangıç sinyaliydi. Yüzüne yaklaşan yüzü görünce bir an duraksasa da Adam'ın dudakları dudağının üstünde sakince bekleyince gülmemek için zor durur hale gelmişti. Bu tuhaftı, cidden. Biriyle bu şekilde öpüşme fikri zaten tuhaf ve yeterince garipken o şekilde dudağını birbirine dayamış, öpüşmenin ne olduğundan habersiz evcilik oynayan iki çocuk gibi durmak garipliğinin yanında bir de komikti. Dayanamayıp gülümsedi, gülücük büyüyüp gerçek bir gülme halini alınca kendini geri çekti ve asılı kalan gülüşünü serbest bıraktı, birkaç saniye için ayrılıp birbirlerine bakarak güldüler. Bu kadarı yetmeliydi, Clem gerekeni yaptıklarını düşünüyordu. Ama Evie, bu gece şansını zorlamakta inatçı, Clem ona sövmek için bile kafasını çeviremiyor, Alex'i görmekten korkuyorken yeni bir uyarıda bulundu. Cezaymış, asıl cezayı görecekti o. O an görebildiği tek şey Evie'ye gözlerini deviren Adam olunca ona odaklanmaya devam etti. Başka yere bakamazdı, Alex varken onun tepkisini görmek istediğinden emin değildi. Göz devirmesinin ardından eli onu kendine çektiğinde şaşırınca konuşmak için aralanan ağzı Adam'ın dudaklarıyla kapatılınca ses çıkarmadı. 8 saniye. Öpüşüyorlardı, gerçekten. Yani ortada bir şişe, etrafında kümelenmiş bir grup insan ve onlara bunu yaptıran bir Evie yokmuş gibi öpüşüyorlardı. 5 saniye. Alex'in sessizliği, Adam'ın bir an kalkan ve daha sonra belinde bir yerlere yerleşen eli, Evie'nin sevinç bildiren kısık gülüşü, hepsi belirsiz ve Clem bu bittiğinde hepsiyle uğraşmak zorunda kalacağını biliyor, yine de bir şey diyemiyorken öpüşüyorlardı. 3 saniye. Evie bunu ödeyecekti, kesinlikle ödeyecekti. Evie'nin sonu çok yakındı. Son saniye. Eş zamanlı olarak hafifçe geri çekildi, Adam'ın dudakları son kez, öpüşmenin ötesinde daha sevimli, sakin bir öpücük dokundurdu dudağına kurtulduk dercesine ve Evie gülerek bittiğini söyledi. Şaşkın, gülümsedi karşısındakine. Adam aslında oldukça nazikti, ve durum çok rahatsız edici olsa da Adam'la ilgili bir şikayeti olmadığını biliyordu. Yani en azından aşırı bir davranışı, ya da durumdan faydalanmaya yönelik ekstra bir çabası olmamıştı. O bunları düşünüp Adam'a az da olsa minnettar olmak ve Evie için ölüm fermanı hazırlamak arasında gidip gelirken Adam kalktı yerinden, birkaç saniyelik karşılıklı gülümsemenin ardından, ve elini Clem'e uzattı, kalkmasına yardım edebilmek için. Kendisine uzatılan ele tutunup bağladığı bacaklarını çözdü ve koltuktan kalktı. Alex'e bakmaktan çekiniyor, tepkisinden korkuyorken Evie durumdan oldukça eğlenmiş ama bu muhtemelen hayatının son eğlencesi olduğundan habersiz oluşundan kaynaklanıyorken eski yerine oturdu. Bir şey söylememek için başka bir şeye odaklanmaya çalıştı ve bulabildiği tek şey üzerindeki Star Wars tişörtü, yani Amerika'dan gelirken Alex'in dolabından aşırdığı tişört olunca Alex'in hıncını tişörtten çıkarmamasını umarak bakışlarını Evie'nin onları bir zahmetten kurtarırcasına davranarak çevirdiği şişeye odakladı. Evie yaşayan ölüydü ve kısa bir bakış attıktan sonra rahatlıkla söyleyebilirdi ki Alex de sinir kaynaklı kalp krizinden ölecek gibi duruyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evelyn C. Zamora
Cambridge I. Sınıf | Fransız Dili ve Edebiyatı
Cambridge I. Sınıf | Fransız Dili ve Edebiyatı
Evelyn C. Zamora


Mesaj Sayısı : 123

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Şub. 10, 2012 10:25 pm

Gördüklerime inanamıyorum, tanrım iki insan bu kadar tatlı, şeker, harika olabilirler mi? Kahkahalarımın sebebi de ne kadar yakıştıklarını birbirlerine fark ettirdiğime inanmam. Ancak biliyorum ki Alex dahil herkes oyun bitince eşek sudan gelinceye kadar dövecekler beni, aslında umrumda bile değil. O kadar iç gıdıklayıcı bir tatlılıkları var ki, isterlerse işkenceyle öldürsünler umrumda bile değil. Önce 5 saniye dudak değdiriyorlar, tanrım ilk öpüşmemde bile böyle bir şey yapmamıştım açıkçası, utanç verici. Gerçekten bunu beklemiyordum, her neyse sonraki ceza uyarım sayesinde Adam'ı gaza getirmiş olmalıyım ki kendine çekerek hak ettiği öpücüğü verdi Clem'e. Alex'e bakıyorum, ancak tahmin ettiğimden çok daha sinirli gözüküyor, büyük bir kaos yaratmak değildi amacım. Sadece küçük bir kıskançlık ortaya çıkarmaktı fakat Alex'in gözlerinden fışkırmak üzere olan alevi görünce ürküyorum, bir anda kendimi kötü hissediyorum ve suratım asılıyor. Tek istediğim her şeyin daha iyi olması, gerçekten. Sonra Alex'e bakmaktan vazgeçip tekrar Adam'la Clem'e bakıyorum ve öpüşmeleri bittiğinde, Adam onun dudaklarına bir öpücük daha konduruyor hafifçe. Tanrım, TANRIM YETER. BU KADAR HARİKA OLMAYIN. Kesinlikle çıkmalılar, Adam onu seviyor yani her halinden belli, değil mi? Bence öyle. Ben anlarım, Clem de boş değil. Ah ama Alex çocuklarının babası olmalı onun! Ama şapşal kuzenim bunun farkında bile değil. Kime kızacağımı bile bilemiyorum açıkçası. Her şey bitince gülümsüyorlar ya, resmen kalbimden bir sıcaklık tüm vücuduma yayılıyor, idam ettirileceğimi bilsem bile bu sıcaklık mutluluğa dönüşüyor, bir kahkaha atıyorum. Çünkü insanlar mutlu olunca kahkaha atar, çünkü mutluyum, çünkü bence iyi bir şey yaptım. Değeri şimdi olmasa da sonra anlaşılacak bir şey yaptım biliyorum. Kötü sonuçlar doğurursa da gerekene katlanırım, ne de olsa kötü düşüncelere sahip değildim değil mi İsa? Kilise beni bağışlar, peder beni bağışlar. Her iki günde bir grup seksleri, uyuşturucuyu, dedikoduları ve sarhoşluklarımı bağışlamaya alışkın ne de olsa, bunu neden bağışlamasın ki? Evet bağışlarlar bu yüzden tekrar tebessümümü yüzüme yayıyorum ve önümde duran şişeyi hızlıca çeviriyorum.


Soran: Alex Mclain
Cevaplayan: Meg Margold
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Meg Margold
Oxford I. Sınıf | Yeni Medya
 Oxford I. Sınıf | Yeni Medya
Meg Margold


Mesaj Sayısı : 146

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimeC.tesi Şub. 11, 2012 8:03 pm

Clem ile Adam'ın öpüşme faslı bittiğinde yüzündeki gülümsemesi eksilmeden masadaki tekila şişesine doğru uzandı. Clem'e doğru uzatıp göz kırpmıştı. "Sizindir demiştim." Evie'nin şişeyi çevirmesinin ardından mavi gözleri odaklanmıştı cam şişeye. Yavaşladıkça içindeki heyecanı artıyordu. Cevaplayan kısmı kendisine gösterdiğinde dişlerini göstererek gülümsedi. Sonunda oyuna dahil olacağını anladığında içinde havai fişekler patlamıştı. Gözleriyle soran kişiyi aradığında biraz önce gelmiş, uzun saçlarıyla ve karizmasıyla şüphesiz ki ortamın en dikkat çekici erkeği soru soracaktı. Yanağını ısırırken kendi kendine konuştu. "Sıçtık." Derin bir nefes aldı. "Cesaretlik." Dudaklarından dökülen kelimelerin ardından Vladimir'in bakışlarıyla karşılaşınca ne yapacağını bilemez halde cevabını beklemeye başladı. Sıçtın Meggy anlıyor musun? Vladimir karşında! Gidip birisiyle yiyişmeni isterse öldün demektir. Karşında hayran olduğun birisi var, nasıl yapacaksın bunu? Sakin ol, kendine gel. Bir şey olmayacak canım. Altı üstü bir oyun. Değil mi? Biraz önce Clemleri koltuğa iterken düşünmüyordun bunları gerçi... Acaba şişenin ucunu kırıp kendime saplasam bundan kurtulur muyum? Zihninde akıp giden cümlelerin heyecanını atamıyordu üzerinden.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vladimir Chivas
Oxford I. Sınıf | Ticaret
 Oxford I. Sınıf | Ticaret
Vladimir Chivas


Mesaj Sayısı : 62

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Şub. 12, 2012 12:20 am

Vladimir'in yüzündeki değişim kesinlikle fark edilemeyecek gibi değildi. Ne, o cesaret mi dedi, sorusu birden dank etmişti yakışıklı çocuğun kafasına. Gözleri fal taşı gibi açılmış, tehditkar bir biçimde kızın suratına bakıyordu. Ne dedin, tekrar etsene Meggy! Telaşlı olduğu her halinden belli oluyordu Meg'in. Vladimir iki elinin parmaklarını birbirine geçirmiş gülümsüyordu şimdi o sinirli haliyle kızın suratına. Eğer bu uzun saçlı çocuk, adı her neyse, ileri gidecek olursa buranın çıkışında kızların bayıldığı o surattan bir eser kalmazdı. Vladimir çocuğun ne soracağını beklerken ellerini birbirinden ayırarak önündeki kişi kişiyi kaydırıp aralarına oturmuştu bağdaş kurarak. Gözlerini son bir kez Meg'i süzdükten sonra tekrardan Evelyn'e çevirmişti. Şu an ortamda sadece bir kişi cesaretini sergilemiyordu. Vladimir, Meg'in çıldıracağını bile bile inatla Evelyn'in güzelliğiyle ruhunu ısıtmaya çalışıyordu. Uyuz olduğunu daha fazla hissettirmemeye çalışsa da siniri öyle bir hal almıştı ki parmakları, kirli sakalında geziniyordu. Fazla uzun düşünen çocuğa soruyu bir an önce sorması ve ne olacaksa olması için sabırsız gözlerle bakmaya başlamıştı. Hem sabırsız, hem sinirli...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
Oxford I. Sınıf | Resim
 Oxford I. Sınıf | Resim
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 573
Nerden : NY

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Şub. 12, 2012 12:47 am

Alex Clem ile Adam arasında olanları izlememek için gözlerini başka bir noktaya, tam aksi bir yere çevirmişti. Olayı izleyen herkese kıyasla aykırı davrandığını biliyordu ama önemli değildi. O an etine kızgın demir batırsalar gene kafasını çevirmezdi. Evie'ye baktı, gözlerinde nefretin parıltıları saklıydı. Kuzenine ilk defa böyle bakıyordu, hatta herhangi birine ilk defa böyle bakıyor olabilirdi. Kızmıştı ama aynı zamanda şaşkındı da, kızgın olmasını gerektirecek hiçbir noktanın olmadığını biliyor gene de Adam'ın ellerinin bedeninde gezindiği Clem düşüncesiyle acı çekiyordu. Kalkıp ikiliyi ayırmayı Adam'ı kıyafetlerini sündürerek kapıdan dışarı atmayı nasıl da arzuluyordu. Bekledi ve içinden saydı; bir saniye, iki saniye, üç gün, dört hafta, beş ay, altı yıl... Ömrünün yarısını yemiş gibi hissediyordu. İkili süreyi doldurmadan çekildiğinde Evie itiraz etti. Ah çoraplarını Evie'nin biçimli boyalı dudaklarına tıkma isteği çok yoğundu! İntikam planı kafasında belirirken kuzeni için üzülecek gibi oldu, ona bu kadar kızgın olmasaydı yani. Evie'nin attığı yalvaran bakışı görmemesi talihsizlikti, yeter diyordu. Sesli söyleyecek kadar cesur olmaması kötü olmuştu. Onu buraya çağıran gene Evie idi, bunu yapan da o. Bir şekilde kendisinden intikam mı almaya çalışıyordu? Ama neden?
Şişenin yeniden dönüyor olması rahatlatmıştı, tuttuğu nefesi bırakırken sigara dumanı da havaya yükseldi. Özellikle Clem'e bakmaktan kaçınıyordu, o yiyiştiği adama da. Birinin Clem'e dokunma düşüncesi, Tanrım! Bir kaşık bile öldürücü bir silah olabilirdi elinde. Şişe yavaşlarken kafasında binlerce kez ölmüştü çocuk. Şişe durup kendisini işaret ettiğindeyse hepsi buhar olmuştu. Karşısında Meg vardı. Tamam, oyuna dönmek gerginliğini azaltacaktı. Meg, sevgili ev sahipleri, cesaret seçeneğini seçerken yavaşça güldü. Meg ile bir şeyler yapabilirdi ama çocukça bir fikir olduğunu düşündü. Daha güzel bir fikri vardı, odadaki her erkeği memnun edebilecek türden. "Sıcak oldu sanki?" dedi başını yana eğip Meg'i süzdükten sonra. "Tişörtünü çıkar Meggie. Fazlalıklardan kurtulalım." Sesindeki sinsi, buyurgan tavır yüz ifadesine de yansımıştı. Bakışları görünce omuz silkip sigara dumanını yukarı üfledi. "Ne var, en azından birileriyle yiyişmesini istemedim." Bakışları Evie'den Clem'e zıpladı, sevecenlik ister istemez birkaç dakika önce son bulmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Meg Margold
Oxford I. Sınıf | Yeni Medya
 Oxford I. Sınıf | Yeni Medya
Meg Margold


Mesaj Sayısı : 146

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Şub. 12, 2012 1:02 pm

Alex'in söylediği cümlenin ardından başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Tamam bir şey yoktu. Yalnızca üzerindeki kırmızı tişörtü çıkartacaktı; altı üstü iç çamaşırı canım! Ne olacak sanki? Susamış bir edayla önündeki bira şişesini tepesine dikti. Ancak üçüncü yudumun ardından boğazını yakan asit sayesinde çekmişti birayı dudaklarından. Titreyen elleri tişörtün alt kısmını kavradı. Gözlerini kapatıp tişörtünü yukarı sıyırmaya başladığında üzerinde gezinen gözleri hissedebiliyordu. Kendi önünüze baksanıza ya. Sanki hayatınızda hiç göğüs görmediniz! Kendi kendine çemkiriyordu yine. Tişörtünü çıkardığında üzerinde yalnızca üzerine siyah dantellerin işlendiği krem renk sütyeni kalmıştı. "Pekala oyun sonuna kadar mı böyleyim belli bir süresi var mı?" Cümlesinin ardından gülerek pek sorun etmemiş gibi bir hava yaratmaya çalışsa da pek başarılı olduğu söylenemezdi. İnce parmaklarıyla sarı saçlarını düzeltirken gözleri Vladimir'in üzerinde gezindi. Çocukla göz göze gelince utandığını ve yanaklarının pembeleştiğini hissedip şişeye doğru yöneldi.

Soran: Llesenia Carreño
Cevaplayan: Aphra Avichayil
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphra Avichayil
Oxford I. Sınıf | İbrani Dili ve Yahudi Kültürü
Oxford I. Sınıf | İbrani Dili ve Yahudi Kültürü
Aphra Avichayil


Mesaj Sayısı : 162

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Şub. 12, 2012 8:06 pm

Beirut’a gelen telefon, beni çileden çıkarmaya yetmişti. Tanrı aşkına, burada tek kalmak istemiyordum! Geç kalmam ardından ödeştiğimizi söyleyen Beirut’la vedalaştım. Sıranın bana gelmesine az kalmıştı, hissedebiliyordum. Pek şanslı biri sayılmazdım, özellikle böyle konularda. Kendimi bir çeşit kumar oynuyormuş gibi, kirli hissediyordum. Tanrı’dan af dilerken, olanları sessizce izlemeye koyuldum. Önce saçları kıvırcık olan bir çocuğun ‘doğruluk’ dediğinde olanları izledim. Cevap vermesi gereken soru bana sorulsa, oturup ağlardım herhalde. Yok artık. Çocuğun yaptığı şakaya –yani şaka olmasını umuyordum– diğerleri gibi gülmek istediysem de nafile. Homofobik olduğum doğruydu; zira tanrı her şeyi bir düzen içerisinde yaratmıştı. Kadın – erkek ilişkisi dışındaki ilişkilerin adam – koyundan farkı yoktu benim için. Sonraki soru ise daha da utandırıcıydı: Özel konular… Neden en son birlikte olduğum –ki böyle bir şey yoktu– tarih, bir başkasını ilgilendirecekti ki? Neyse. Cevaplayan kızın gözlerine takıldım kaldım bir süre, Jude’un gözlerini andırıyordu. YOK ARTIK.

İçeri giren iki çocukla beraber daha da gerildim. Ne kadar çok erkek, o kadar çok kirli zihindi ne de olsa. MEG – SEN – ÖLDÜN! En şaşırdığım olay ise, tam sıra bana geldiğinde cesareti seçmeye karar vermişken, cesaret seçeneğini işitmek oldu. Eskiden balkonda ‘ben bir eşeğim’ diye bağırmak, en ileri cesaret konusuydu. Anlaşılan oyun epey değişmişti. Çiftin ‘yiyelleşmelerini’ daha fazla izleyebileceğimi sanmıyordum. Saçmalık, beni buradan çıkarın! Tam Meg’e isyan edecektim ki, sıra ona geldi. Tanrıya dua etmeye başladım hemen; birkaç santimle kaçırmıştım zira. Cesur Meggy ve hazin sonu! Herkesin önünde tişörtünü çıkaran Meg, epey ilgi çekmişti doğrusu. Bununla beraber, cesareti seçme ihtimalim sıfırlanıverdi.

Arkamdaki yastığa yaslanmış, tüm geceyi böyle kurtarmayı beklerken, şişenin bir tarafı bende durdu. Soru sorsam bir türlü, cevaplasam bir türlüydü. ‘Nasılsın’ tarzı sorularımla geceye bomba gibi düşebilirdim aslında. Meg’in şeytanice açılan gözlerinden anladığım kadarıyla, ben cevaplayacaktım. Soru soracak olan kızıl kıza yalvarırcasına bakarken, “Doğruluk.” dedim kısık bir sesle. En azından odadan birilerinin cinsel organlar – ah, tanrım!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Llesenia Carreño Martinéz
Cambridge I. Sınıf | Politik Bilimler
Cambridge I. Sınıf | Politik Bilimler
Llesenia Carreño Martinéz


Mesaj Sayısı : 156
Nerden : Kolombiya.

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimePtsi Şub. 13, 2012 3:20 pm

Biraz daha heyecan verici şeyler hayal etmişti aslında. Öpüşen, yiyişen ya da üstünü çıkartanlardan öte bir şeyler. Bunlar lise zamanında cesaret isteyen şeylerdi, lise bittiğine göre değişiklik olmalıydı. Olabilecekleri biraz gözünde büyütmüş gibiydi, tanrı aşkına tişörtünü çıkartmakta ne var? Kendisi bunu her Perşembe yapıyordu, hem de sutyeni falan da olmadan onlarca kişinin önünde. Zaten o grubun arasında bir şeyler dönüyordu ama anlaması biraz güçtü. Çok da umurdan ya zaten(!) Braya davet edilmemişti büyük ihtimalle, Meg’in ondan hoşlandığını hiç düşünmemişti. Muhtemelen eli yanlışlıkla isminin üzerine kaydı.
Şişe döndü, döndü ve Aphra’nın önünde durdu. Kız onu tanımıyordu belki ama turuncu kafa biliyordu onu. En azından yeni arkadaşıyla dedikodu yaparken, kızın adını söylediğinde bakışlarındaki elle tutulur değişikliği fark etmişti. O yüzden saçmalamak istemiyordu kıza karşı. Hem zaten o kıza sorabileceği pek bir şey de yoktu, fantezilerini mi anlattıracaktı? Bir gün ben ve Yehova kırlarda koşturuyorduk. Evet, viski şişesini emmeyi bırakmalı.
”Doğruluk. diye belli belirsin bir sesle belirtti kız. Biraz düşündü Llesenia. Kızı rencide etmeyecek, arkadaşına karşı kendini sorumlu hissetmeyecek ve oyunu da bozmayacak bir şey. Hmm.. Çok da parlak olmayan basit bir soruyla geçiştirmeye karar verdi: Biriyle yatacak olsan bu kim olurdu? İlla bu odada olmak zorunda değil, tanıyalım yeter. " Ups. Kızın bakışlarındaki değişimi görünce bunun bile onun için fazla olduğunu anladı. Özür dilercesine göz kırpıp gülümsedi. Dalga geçmek falan değildi niyeti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphra Avichayil
Oxford I. Sınıf | İbrani Dili ve Yahudi Kültürü
Oxford I. Sınıf | İbrani Dili ve Yahudi Kültürü
Aphra Avichayil


Mesaj Sayısı : 162

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimePtsi Şub. 13, 2012 4:43 pm

Sanki her şey üstüme geliyor gibiydi. Tanrım, bana yardım et! Eğer kız çok ağır bir soru sormazsa, bir daha asla yalan söylemeyeceğim, domuz eti yemeyeceğim, günlük ibadetimi yerine getireceğim. Ve… Lütfen! Etraftakiler gulyabaniye mi dönüşmeye başlıyordu? Meg’in köpek dişlerinin belirginleşmeye başladığını benden başka kimse göremiyor muydu? Elbette göremiyorlardı, sanki kör olmuşlardı. Ağızlarından akan şey de neyin nesiydi? Bu oyunda kurban olmak istemiyordum. KENDİNE GEL APHRA! Çok mu abartıyordum? Hayır. Bu günahlara tanıklık etmekle beraber ben de mi bir günahkâr olup çıkmıştım yoksa? Tanrım, hayır!

Soru soracak olan kızın viski şişesine tecavüz etmesini izledim. Bu çok yanlıştı. İçki, dünyada irade sahipleri ve iradesizler ayrımını yapabilmek için yaratılmış bir meretti ve genç kız iradesizdi anlaşılan, bu odadaki herkes gibi. Bir insan neden bile bile sağlığını tehlikeye atardı ki? Başım patlamak üzereydi, etraftaki içki kokusu ve sigara dumanı yüzünden bayılmama ramak kalmıştı, anlayabiliyordum. Sorumu yanıtlayacak ve acil bir işim çıkmış gibi yapacaktım. Mükemmel, bir sahtekâr olmadığım kalmıştı zaten.

“Biriyle yatacak olsan bu kim olurdu? İlla bu odada olmak zorunda değil, tanıyalım yeter.” ROBERT DOWNEY JR! Sonuçta hepsi tanıyor olmalıydı, değil mi? Etraftaki tepkilerden anladığım kadarıyla, bu soru onlar için pek de can alıcı değildi. Benimse yanaklarım domatesten dahi kırmızı olmuş, ellerim titremeye başlamıştı. Kız bana göz kırptığında ne yapacağımı bilemedim. Yalan söylemek istemiyordum; fakat… Jude. Acaba kimse tanıyor muydu onu? YOK ARTIK. Jude ile yatmak falan istemiyordum ki. Yani sanırım. Şimdilik. Belki. AA! “Beirut. Şey… Onun suratı epey güzel.” Yalanımın affı için dua etmeye başlarken, bir yandan da Meg’in şaşkınlıkla açılmış gözlerini görmezden gelmeyi deniyordum. Beirut beni anlayışla karşılardı, hatta gülerdi, değil mi?


Soran: Alex Mclain
Cevaplayan: Evelyn C. Zamora
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evelyn C. Zamora
Cambridge I. Sınıf | Fransız Dili ve Edebiyatı
Cambridge I. Sınıf | Fransız Dili ve Edebiyatı
Evelyn C. Zamora


Mesaj Sayısı : 123

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimeSalı Şub. 14, 2012 5:22 pm

Şişe bir süre döndükten sonra duruyor ve cevaplayacak tarafın beni işaret ettiğini görüp seviniyorum, Kİ TAM O SIRADA lanet olası soru soran ucun Alex'e dönük olduğunu fark ediyorum. S*ktir. Şimdi s*çtık. Adam, Clem sorusunun intikamını almak için aklından ne gibi şeyler geçtiği hakkında en küçük bir fikrim yok; ancak aklına gelen en çılgın ve kötü şeyi soracağına eminim. Aslında… Bana ne ki? Burada benim yapamayacağım, cevap veremeyeceğim hiçbir şey yok. Julien burada değil, başkalarıyla öpüşmeme kızacak kimse yok. Görmedikçe kızmıyor yani, görünce ikinci bir Alex vakası. Doğruluk seçersem de çok sıkıcı olacak ve aslında onunla kapışmaya hazırım. “Cesaret.“ diyorum ve 'elindekinin en iyisiyle gel bakalım' gülümsememi atıyorum ona. Onun da yüzünde memnuniyet ifadesi var, sanki 'soruyu sorduktan sonra da böyle gülebilecek misin bakalım' dermiş gibi. Cesaret, ne isteseler yaparım. İğrenç şeyler olmasın sadece, çiğ et yemek gibi ya da kusmak. Tanrım lütfen biraz akıl ver ona ve yerine iğrençlik dolu düşüncelerini al. Eğer varsa. Lütfen olmasın. Bir günah işlemiş olabilirim, tam 8 dakika önce; ama olsun, hani beni affetmiştin? Affettiğini söyle. İsa'ya selam da söylersen, o da affetmişti çünkü. Bir de Meryem, görmeyeli nasılsın? Seninle de anlaştık değil mi? Evet, dini görevlerimi yerine getirdim, sorun yok.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
Oxford I. Sınıf | Resim
 Oxford I. Sınıf | Resim
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 573
Nerden : NY

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimeSalı Şub. 14, 2012 7:34 pm

Cesaret! Alex kendisine meydan okurcasına gülümseyen Evie'e kaşlarını kaldırıp yamuk bir gülümseme fırlattı. "Evie, Evie, Evie..."Kendisine neyin çarpacağını bile bilmiyordu, zavallı zavallı Evie. Alex birasından büyük bir yudum aldı, sevdiği marka bira değildi ama bir süre sonra hepsi aynı zıkkım gibi geliyordu insana, birayı son küçük bir yudumla bitirdikten sonra sakince yere koydu. Olabildiğince yavaş davranıyordu, bunun Evie dahil herkesi sinir ettiğini biliyordu ama Evie'nin gerilmesini istiyordu. Yaptığı şey adiceydi, o an onunla empati kuramadığından aklından tek geçen şey intikamdı. Clem'e başka bir erkeğin dokunma düşüncesiyle bile mücadele edemezken en fazla beş adım arkasında yiyiştiğini bilmek. Bencilceydi evet ama kimsenin Clem'e yan gözle bakmaması gerekiyordu ona göre. Olanların suçlusu Evie idi, bedel ödemesi gerekiyordu. Elinde meşale ile cadı yakımına katılan cahil bir köylü gibi hissediyordu. Emekleyip şişenin üzerinden Evie'nin yanından duran çantayı kaptı. Dizleri üzerinde çantayı boşalttığında bütün makyaj malzemeleri, ıslak mendiller, cüzdanı ve birkaç ıvır zıvır yeri buldu. Chanel, MAC, Lacome, Maybeline... Kremler, göz kalemleri, rimeller, rujlar, bir sürü marka ıvır zıvır. Evie'ye dağınık saçlarının altından sinsi bir bakış attı, şeytani bir haz ile dolmuştu. "Bütün makyaj malzemelerini ve kredi kartlarını parçalamanı istiyorum, kuzen. Kullanılmayacak hale gelene kadar hepsini kır, ez..." Duraklayıp son cümleyi zevkle vurguladı. "Yok et." Evie'nin canını acıtmak istiyordu. Bu tek yoluydu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evelyn C. Zamora
Cambridge I. Sınıf | Fransız Dili ve Edebiyatı
Cambridge I. Sınıf | Fransız Dili ve Edebiyatı
Evelyn C. Zamora


Mesaj Sayısı : 123

Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şişe Çevirmece   Şişe Çevirmece - Sayfa 2 Icon_minitimePerş. Şub. 16, 2012 5:28 pm

“Hayır cesaret denildiğinde böyle şeyler isteyemezsin. BU NASIL SORU? Alex, lütfen aklını başına topla ve bir daha sor, BENİMLE NE DERDİN VAR? Kredi kartı o, kredi kartı parçalanmaz. Babam kızar, babam senden zaten pek hoşlanmıyor Alex, bir daha görüşemeyiz sonra. Neden kartımı parçaladığıma dair bahane de bulamam. Anlıyor musun beni? Evet. Hadi bir kez daha düşün, azıcık daha mantıklı bir şeyler.“ Umut dolu gözlerle kuzenime bakıyorum ama onun bakışları acımasızlık ve intikamın zevkiyle birleşmiş kararından asla dönmeyeceğini belli ediyor. İç çekiyorum. “Hayır yani...“ Ellerimle yarattığı mini kozmetik dükkanının yerde dağınık durduğu ürünlerini işaret ediyorum, “...olmaz ki. Alex, hadi lütfen.“ Kafasını inatla hayır dercesine sallayarak, tatmin olmuş şekilde gülümsüyor. Tüm bu insanların içinde ona daha fazla yalvaramam, makyaj malzemeleri gerçekten sorun değil. Yenileri alınır, her ne kadar çoğu nadiren bulunan cinslerden olsa da, alınır. Ancak kredi kartı, yani onu parçalarsam yenisinin çıkması bir ayı bulur onu geçiyorum yenisini çıkarmama babam izin verir mi? Onu kendi ellerimle parçaladıktan sonra. Birden sinirleniyorum, onların ezildiğini mi görmek istiyor? Öyleyse görecek. Mağdurluğumu cesarete döndürerek, öyle mi? peki o zaman. dercesine sırıtıyorum “Makyaj malzemelerinden çok çektin galiba Alex.“ Tek kaşımı kaldırarak ima ettiğim şeyi hatırlamasını bekliyor ve sonra ayağa kalkıyorum. Alex'in önüne doğru yürüyorum. “Eğer çekilirsen...“ Kafasını kaldırıp gülerek bana bakıyor. Öfkeleniyorum. “ÇEKİL DEDİM!“ İnsanlar sinirime biraz şaşırıyor. Alex kenara doğru çekiliyor ve onunla birlikte herkesin gözleri üzerimdeyken eğilerek cüzdanımı alıyorum. “Bu, bu oyuna dahil değil.“ Kenardaki kanepenin üzerine fırlatıyorum. “VEE ŞİMDİ...“ Hafifçe eğiliyorum sonra havaya zıplıyorum, ayağımın altında makyaj malzemelerim. Müzik kulağımı tırmalarken üzerlerinde tepiniyorum, eziyorum. En az on kez daha zıpladıktan sonra eğiliyorum ve kırılmamış, içine edilmemiş olanları da elimle parçalıyorum. Kalemleri ortadan ikiye bölüyorum, rujları birbirlerine bastırarak dağıtıyorum, kremleri çarparak pahalı camlarını kırıyorum. Alex kahkahalara gömülüyor, suratımdaki öfke dolu ifade onu çok mutlu etmiş gibi. En sonunda malzemelerin hepsi b*ka dönünce aniden duruyorum, nefes nefeseyim. Sinirimi makyaj malzemelerinden çıkardığıma inanamayarak ayağa kalkıyor, üstümü silkeliyorum ve sakin bir tebessümle, “IN YOUR FACE!“ diye bağırarak işaret parmağımla o yakışıklı suratını işaret ediyorum. Sonra hafif kıvırtarak yerime ulaşıp, bağdaş kuruyorum. “Hadi devam, yeter.“ Önümde duran lanet şişeyi elimden geldiğince hızlı bir şekilde çeviriyorum nihayet.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şişe Çevirmece
Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2
 Similar topics
-
» Şişe Çevirmece

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
London Never Sleeps :: c i t y . o f . w e s t m i n s t e r :: Mayfair-
Buraya geçin: